- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 145,715
- Tepkime puanı
- 0
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet bugün İstanbul’da önce DİSK Genel Merkezi’ni ziyaret etti, ardından Yöre Dernekleri Federasyonu ile bir araya geldi.
Federasyonun yönetici ve üyeleriyle yapılan buluşmada konuşan Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından 27 Şubat'ta yapılan çağrıyı "asrın çağrısı" olarak nitelendirdi.
Öcalan’ın yeni bir yol açarak “Demokratikleş, inkarcı politikalarından vazgeç" dediğini söyleyen Bakırhan “Sayın Öcalan kendi örgütünü feshediyor ama yüz yıllık inkarcı bu sistemi de aslında feshediyor. 100 yıllık Kürdü yok sayan bu anlayışa da "kendini feshet" diyor. 100 yıldır Alevileri küçümseyen, aşağılayan bu mantığa diyor ki kendini değiştir, kapsayıcı ol” dedi.
Bakırhan sözlerine şöyle devam etti:
“Bu topraklar Kürtlerin, Türklerin ve diğer halklarındır. Birlikte inşa ettikleri bir coğrafyadır. Çanakkale’de hepimizin dedeleri var. Kars’ta 1071’den önce Türk ve Kürtlerin ittifakıyla dirildi. Ani kenti Şeddadilerin oldu, Kars Selçuklularda kaldı.
Bu yeni bir ittifak değil. Biz bin yıllardır bir aradayız. İttifaklarımız oldu. Ne olduysa 1924 yılından sonra tekçi, yok sayan, herkesi tek milliyete sıkıştıran anlayış Kürtlerin ayağa kalkmasına, devlete isyan etmesine neden oldu, devletin de bunu bastırması haline getirdi. Sayın Öcalan bu kozu da almak istiyor. Diyor ki yüz yıllardır bir arada yaşayan bu halklar ittifak yaptığı zaman kazandılar, işbirliği yaptığı zaman büyüdüler. Ne zamanki kardeş olan Kürtleri inkar ettiniz, o zaman da bu ülkenin işleri kötüye gitti.
Dışarıda itibar yok. Ekonomi desen yürümüyor. Demokrasi desen mikroskopla arasan bile bulamıyorsun. Yargı desen bir sopaya dönüşmüş. Sadece Kürt olmak ekonomik olarak en dipte olmayı gerektiren bir kafayla karşı karşıyayız. İşte Sayın Öcalan örgütüyle birlikte bu anlayışı da feshediyor. Bu anlayışa ‘böyle yönetemezsiniz’ diyor. Onun için önemlidir. Lütfen sadece bir sayfalık bir metin gibi okumayın bu çağrıyı.”
Öcalan’ın çağrısının sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını, Suriye’de de “çözüme kapı araladığını” savunan Bakırhan şöyle konuştu:
“Bu çağrı sadece Türkiye’de, bizlerle de sınırlı değil. Bakın Suriye’de Şam Geçici Hükümeti'nde cumhurbaşkanı geçici, demokratik olmayan geçici olur çünkü. Orada bütün halkların onayını almayan, demokratik yollarla seçilmeyen geçici olur. Geçici Şam Hükümeti ile kalıcı Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi arasında bir mutabakat metni imzalandı, okudunuz. İşte Sayın Öcalan’ın çağrısı ile o kan gölüne çevrilmiş coğrafyada da bir kapı araladı. Suriye demokratik olsun, Kürt kendi statüsüyle, diliyle, kimliğiyle, oradaki Araplarla, Alevilerle, Hıristiyanlarla, Dürzilerle, Ezidilerle birlikte yaşasın dedi. Bir mutabakat metnine döndü, o da sizin emeklerinizin sonucundadır. Bu çağrı sadece Türkiye ile sınırlı değil. İnşallah çok kıymetli sonuçlar yaratacaktır.”
“Selahattin Eyyübilerle başlayan Öcalanlarla devam eden, ötekilerin olmadığı bir fikriyata, paradigmaya” güvendiklerini belirten Bakırhan şu ifadeleri kullandı:
“Samimiler mi bakacağız, biz kimsenin niyetini okuyacak bir duruma sahip değiliz. Sayın Öcalan çağrısını yaptı mı, yaptı. Ben demokraside, Kürtlerin demokratik haklarında buluşmaya, bu meseleyi tartışmaya varım dedi mi, dedi. Bunun gereklerini yapacak olan artık bu ülkeyi yönetenlerdir. En önce Sayın Öcalan’ın 12 metrekarelik hücredeki yaşam ve iletişim koşullarının sağlanmasını lazım. 200 yıllık bir sorun, son 50 yıldır Türkiye’nin ve dünyanın temel gündemlerinden birinden bahsediyoruz. Onun için bu meseleyi yaratan zeminlerin ortadan kaldırılması gerekiyor.”
Federasyonun yönetici ve üyeleriyle yapılan buluşmada konuşan Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından 27 Şubat'ta yapılan çağrıyı "asrın çağrısı" olarak nitelendirdi.
Öcalan’ın yeni bir yol açarak “Demokratikleş, inkarcı politikalarından vazgeç" dediğini söyleyen Bakırhan “Sayın Öcalan kendi örgütünü feshediyor ama yüz yıllık inkarcı bu sistemi de aslında feshediyor. 100 yıllık Kürdü yok sayan bu anlayışa da "kendini feshet" diyor. 100 yıldır Alevileri küçümseyen, aşağılayan bu mantığa diyor ki kendini değiştir, kapsayıcı ol” dedi.
Bakırhan sözlerine şöyle devam etti:
“Bu topraklar Kürtlerin, Türklerin ve diğer halklarındır. Birlikte inşa ettikleri bir coğrafyadır. Çanakkale’de hepimizin dedeleri var. Kars’ta 1071’den önce Türk ve Kürtlerin ittifakıyla dirildi. Ani kenti Şeddadilerin oldu, Kars Selçuklularda kaldı.
Bu yeni bir ittifak değil. Biz bin yıllardır bir aradayız. İttifaklarımız oldu. Ne olduysa 1924 yılından sonra tekçi, yok sayan, herkesi tek milliyete sıkıştıran anlayış Kürtlerin ayağa kalkmasına, devlete isyan etmesine neden oldu, devletin de bunu bastırması haline getirdi. Sayın Öcalan bu kozu da almak istiyor. Diyor ki yüz yıllardır bir arada yaşayan bu halklar ittifak yaptığı zaman kazandılar, işbirliği yaptığı zaman büyüdüler. Ne zamanki kardeş olan Kürtleri inkar ettiniz, o zaman da bu ülkenin işleri kötüye gitti.
Dışarıda itibar yok. Ekonomi desen yürümüyor. Demokrasi desen mikroskopla arasan bile bulamıyorsun. Yargı desen bir sopaya dönüşmüş. Sadece Kürt olmak ekonomik olarak en dipte olmayı gerektiren bir kafayla karşı karşıyayız. İşte Sayın Öcalan örgütüyle birlikte bu anlayışı da feshediyor. Bu anlayışa ‘böyle yönetemezsiniz’ diyor. Onun için önemlidir. Lütfen sadece bir sayfalık bir metin gibi okumayın bu çağrıyı.”
'Bu çağrı Türkiye ile sınırlı değil'
Öcalan’ın çağrısının sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını, Suriye’de de “çözüme kapı araladığını” savunan Bakırhan şöyle konuştu:
“Bu çağrı sadece Türkiye’de, bizlerle de sınırlı değil. Bakın Suriye’de Şam Geçici Hükümeti'nde cumhurbaşkanı geçici, demokratik olmayan geçici olur çünkü. Orada bütün halkların onayını almayan, demokratik yollarla seçilmeyen geçici olur. Geçici Şam Hükümeti ile kalıcı Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi arasında bir mutabakat metni imzalandı, okudunuz. İşte Sayın Öcalan’ın çağrısı ile o kan gölüne çevrilmiş coğrafyada da bir kapı araladı. Suriye demokratik olsun, Kürt kendi statüsüyle, diliyle, kimliğiyle, oradaki Araplarla, Alevilerle, Hıristiyanlarla, Dürzilerle, Ezidilerle birlikte yaşasın dedi. Bir mutabakat metnine döndü, o da sizin emeklerinizin sonucundadır. Bu çağrı sadece Türkiye ile sınırlı değil. İnşallah çok kıymetli sonuçlar yaratacaktır.”
'Önce Öcalan'ın iletişim koşullarının sağlanması lazım'
“Selahattin Eyyübilerle başlayan Öcalanlarla devam eden, ötekilerin olmadığı bir fikriyata, paradigmaya” güvendiklerini belirten Bakırhan şu ifadeleri kullandı:
“Samimiler mi bakacağız, biz kimsenin niyetini okuyacak bir duruma sahip değiliz. Sayın Öcalan çağrısını yaptı mı, yaptı. Ben demokraside, Kürtlerin demokratik haklarında buluşmaya, bu meseleyi tartışmaya varım dedi mi, dedi. Bunun gereklerini yapacak olan artık bu ülkeyi yönetenlerdir. En önce Sayın Öcalan’ın 12 metrekarelik hücredeki yaşam ve iletişim koşullarının sağlanmasını lazım. 200 yıllık bir sorun, son 50 yıldır Türkiye’nin ve dünyanın temel gündemlerinden birinden bahsediyoruz. Onun için bu meseleyi yaratan zeminlerin ortadan kaldırılması gerekiyor.”