- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 145,715
- Tepkime puanı
- 0
İstanbul Bağcılar’da bulunan Özel TRG Hastanesi’nde 2017 yılında dünyaya gelen bebekleri, 7 ay yoğun bakımda tutulduktan sonra yaşamını yitiren Kızılkaya ailesinin o günden bu yana hukuk mücadelesi sürüyor. Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunan ve hastane yetkilileri hakkında dava açan aile, kamuoyunda infial yaratan ‘yenidoğan çetesi’ haberlerinin ardından davalarının bu dosya ile birleştirilmesi talebinde bulundu. Ancak savcılık bu talebi reddetti. Karara tepki gösteren baba Mehmet Kızılkaya, ‘‘Sonuna kadar bebeğimiz için mücadele edeceğiz. Bu işin peşini bırakmayacağız’’ dedi.
‘Yenidoğan çetesi’ soruşturması kapsamında kapatılan İstanbul Bağcılar’daki Özel TRG Hospitalist Hastanesi’nde dünyaya gelen bebeğinin 7 ay yoğun bakımda kaldığını ve ardından yaşamını yitirdiğini söyleyen baba Mehmet Kızılkaya, süreci şöyle anlattı:
‘‘Eşimin gebeliği sırasında yapılan tetkiklerinde, detaylı incelemelerinde hiçbir sıkıntısı yoktu. Kontrol için gittiği hastanede acilen erken doğuma alındı. Bebeğimiz dünyaya gelince yoğun bakıma girdi. 7 ay yoğun bakımda kaldı, sonra bize cenazesini verdiler. ‘Çocuğumun neyi var, hastalığı nedir? Çocuğumun epikriz raporlarını verirseniz veya hastalığını bana söylerseniz farklı yerlerde de şansımı denemek istiyorum’ dedim. Bana sadece ‘Sizin oğlunuz özürlü’ denildi. Oysa yapılan tetkiklerde, tahlillerde hiçbir sorunu yoktu. Bunun üzerine hastaneyi Sağlık Bakanlığı’na şikâyet ettik. Hastanenin müdürü beni aradı ve ‘Bizi şikâyet etmişsiniz, kendinize dikkat edin’ diye tehdit etti. 7’inci ayda çocuğumu Bayrampaşa’daki başka bir özel hastaneye götürdüm. Orada çocuğumun başında darbeye bağlı olarak hasar gördüğü söylendi. 3 ayda orada kaldı ve ne yazık ki yaşamını yitirdi.’’
Yaşananların ardından çok kötü günler geçirdiklerini ve Hakkari’ye taşındıklarını anlatan baba Kızılkaya, yenidoğan çetesi soruşturmasının gündeme gelmesi ve bebeklerinin öldüğü hastanenin kapatıldığını görmeleri üzerine yeniden adalet mücadelesi sürecinin başlattıklarını söyledi. Yenidoğan çetesi davasına taraf olmak için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdiklerini söyleyen Kızılkaya, ‘‘Davamızın yenidoğan çetesi davası ile birleştirilmesini istedik. Ancak savcılık 2017’deki şikâyetimizi göz önünde bulundurarak ‘o dönem araştırma yapılmış ve herhangi bir ihlal yok, yeni bir araştırmaya gerek yok’ diyerek dosyayı kapattı. 2017’den beri adalet arıyoruz. Bebeğimin ölümünün çeteyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Baba, şöyle devam etti: ‘‘Yenidoğan çetesi haberlerini ile birlikte kapatılan hastanelerden birinin de oğlumun öldüğü hastane olduğunu görünce dosyamızın bu dava ile birleştirilmesini istedik. O dönem, Özel TRG Hospitalist Hastanesi’nde çalışan bir sağlık personeli kasıtlı uygulamalar olduğunu ve bunu fark ederek 2018 yılında istifa ettiğini anlatmıştı. Dava dilekçemize bu röportajı, kendi yaşadıklarımızı ve delilleri ekledik. Bunun üzerine dosyamızın bu dava ile birleştirilmesi için talepte bulunduk. Ancak savcılık yeni bir araştırma yapılmasını bile istemeden talebimizi reddetti. Adalete inancım kalmadı. Bunca yaşanan olaya rağmen tekrardan neden araştırma yapılmıyor? Şu an maddi tazminat davası sürüyor. Bizim, amacımız maddiyat değil. Biz sadece bu yaşananlara sebebiyet verenlerin cezalandırılmasını istiyoruz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Adalet için Anayasa Mahkemesine ve AİHM’e kadar gideceğim.’’
‘Yenidoğan çetesi’ soruşturması kapsamında kapatılan İstanbul Bağcılar’daki Özel TRG Hospitalist Hastanesi’nde dünyaya gelen bebeğinin 7 ay yoğun bakımda kaldığını ve ardından yaşamını yitirdiğini söyleyen baba Mehmet Kızılkaya, süreci şöyle anlattı:
‘‘Eşimin gebeliği sırasında yapılan tetkiklerinde, detaylı incelemelerinde hiçbir sıkıntısı yoktu. Kontrol için gittiği hastanede acilen erken doğuma alındı. Bebeğimiz dünyaya gelince yoğun bakıma girdi. 7 ay yoğun bakımda kaldı, sonra bize cenazesini verdiler. ‘Çocuğumun neyi var, hastalığı nedir? Çocuğumun epikriz raporlarını verirseniz veya hastalığını bana söylerseniz farklı yerlerde de şansımı denemek istiyorum’ dedim. Bana sadece ‘Sizin oğlunuz özürlü’ denildi. Oysa yapılan tetkiklerde, tahlillerde hiçbir sorunu yoktu. Bunun üzerine hastaneyi Sağlık Bakanlığı’na şikâyet ettik. Hastanenin müdürü beni aradı ve ‘Bizi şikâyet etmişsiniz, kendinize dikkat edin’ diye tehdit etti. 7’inci ayda çocuğumu Bayrampaşa’daki başka bir özel hastaneye götürdüm. Orada çocuğumun başında darbeye bağlı olarak hasar gördüğü söylendi. 3 ayda orada kaldı ve ne yazık ki yaşamını yitirdi.’’
Yaşananların ardından çok kötü günler geçirdiklerini ve Hakkari’ye taşındıklarını anlatan baba Kızılkaya, yenidoğan çetesi soruşturmasının gündeme gelmesi ve bebeklerinin öldüğü hastanenin kapatıldığını görmeleri üzerine yeniden adalet mücadelesi sürecinin başlattıklarını söyledi. Yenidoğan çetesi davasına taraf olmak için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdiklerini söyleyen Kızılkaya, ‘‘Davamızın yenidoğan çetesi davası ile birleştirilmesini istedik. Ancak savcılık 2017’deki şikâyetimizi göz önünde bulundurarak ‘o dönem araştırma yapılmış ve herhangi bir ihlal yok, yeni bir araştırmaya gerek yok’ diyerek dosyayı kapattı. 2017’den beri adalet arıyoruz. Bebeğimin ölümünün çeteyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
TEKRAR ARAŞTIRILSIN
Baba, şöyle devam etti: ‘‘Yenidoğan çetesi haberlerini ile birlikte kapatılan hastanelerden birinin de oğlumun öldüğü hastane olduğunu görünce dosyamızın bu dava ile birleştirilmesini istedik. O dönem, Özel TRG Hospitalist Hastanesi’nde çalışan bir sağlık personeli kasıtlı uygulamalar olduğunu ve bunu fark ederek 2018 yılında istifa ettiğini anlatmıştı. Dava dilekçemize bu röportajı, kendi yaşadıklarımızı ve delilleri ekledik. Bunun üzerine dosyamızın bu dava ile birleştirilmesi için talepte bulunduk. Ancak savcılık yeni bir araştırma yapılmasını bile istemeden talebimizi reddetti. Adalete inancım kalmadı. Bunca yaşanan olaya rağmen tekrardan neden araştırma yapılmıyor? Şu an maddi tazminat davası sürüyor. Bizim, amacımız maddiyat değil. Biz sadece bu yaşananlara sebebiyet verenlerin cezalandırılmasını istiyoruz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Adalet için Anayasa Mahkemesine ve AİHM’e kadar gideceğim.’’