- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 290,436
- Tepkime puanı
- 0
6 Şubat depremlerinin üzerinden 2 sene geçmesine karşın yıkılan kentlerdeki çalışmalarda yurttaşların taleplerine hâlâ kulak verilmiyor. Hatay’ın Defne ilçesindeki Özbek, Büyükçat, Aknehir ve Sinanlı ile Samandağ ilçesindeki Değirmenbaşı mahallelerinin yakınındaki 230 dönümlük alana Hatay Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (HATSU) tarafından atıksu arıtma tesisi projesi yapılması planlanıyor.
Bilgilendirme toplantısı dahi yapılmayan süreç tamamen kapalı kapılar ardından yürütülüyor. Projenin iptali için dava açan yurttaşlar ise bir yandan yetkililerle görüşmek için toplantı talep ediyor diğer yandan eylemlerle ve imza kampanyalarıyla tepkilerini duyuruyor. Yaşam alanlarının yakınına yapılmak istenen projeye ilişkin yurttaşlar, “Bu tesis hayata geçerse bölgedeki tarım ve hayvancılık bitecek. Proje için daha uygun bir yer seçilmeli” diyor.
Büyükçat Mahallesi’nde yaşayan Hüseyin K. adlı yurttaş projenin risklerine ilişkin detaylı bir rapor hazırladıklarını ve raporu ilgili mercilere ileteceklerini söyledi. Hüseyin K., “Raporla birlikte imza kampanyası da düzenledik. Ancak yetkililer, randevu vermemek için direniyor” diye tepki gösterdi. Projenin detaylarını aktaran Hüseyin K. şu ifadeleri kullandı: “Arıtma tesisi, işlenen atık suyun en yakın tahliye alanına yönlendirilmesi gereken bir noktada olmalıdır. Ancak bu proje, üç mahallenin tam ortasına ve diğer iki mahalleye de çok yakın bir konuma yerleştirildi. Üstelik bu karar, halk bilgilendirilmeden, tamamen gizli bir şekilde alındı. Daha da önemlisi, kamulaştırma süreci hukuka aykırı şekilde yürütüldü. Bazı arazilere el konuldu ve bu işlemler, ilgili yasal mevzuata uygun olmadan gerçekleştirildi. Normalde bu büyüklükteki projeler için halka bilgilendirme toplantıları yapılması ve kamuoyuna şeffaf bir süreç sunulması gerekir. Ancak burada tam tersi bir yöntem izlendi. Bunun yerine, gizlice imza toplayarak insanlardan zeytinliklerini boşaltmaları istendi. Biz bunu öğrendiğimizde hemen harekete geçtik, direniş başlattık ve dava açtık.”
Aknehir’de evi bulunan Çiğdem Arslan da projeye tepki gösterdi. Arslan şunları dile getirdi: “Daha önce aynı bölgede taşocağı açılmak istenmişti. Ancak bölge halkı, bir araya gelerek bu projeye karşı çıkmış ve engellenmesini sağlamıştı. Şimdi ise aynı bölgede bir arıtma tesisi kurulmak isteniyor. Bu proje kapsamında toplam 230 dönümlük bir alanda çalışma yapılması planlanıyor. Söz konusu alanın içerisinde nehir yatağı bulunuyor ve hem özel mülk hem de hazine arazisi yer alıyor. Ancak bu arıtma tesisinin yaşam alanlarına çok yakın olması ciddi endişelere yol açıyor. Bölge halkı, tesisin etik açıdan uygun olmadığını düşünüyor ve projeye karşı çıkıyor. Ayrıca, tesisin ardından bölgede konut projeleri de hayata geçirilmeyi planlanıyor. Önce arıtma tesisi inşa edilip ardından kalan alanlarda konut projeleri gerçekleştirilecek. Ancak bu konutlar, hem arıtma tesisine hem de geçmişte faaliyet göstermiş bir taşocağına çok yakın olacak. Biz böyle bir alanda sağlıklı bir yaşamın mümkün olmayacağını biliyoruz."
Bölge halkının tarım ve hayvancılıkla geçindiğini de anlatan Arslan, yetkililere seslenerek şöyle devam etti: “Zeytinlikler, besicilik ve arıcılık gibi faaliyetler burada önemli bir geçim kaynağı oluşturuyor. Ancak bu proje, bölgedeki doğal yapıyı bozarak tarımı ve hayvancılığı bitirme riski taşıyor. Halk, bölgenin istimlak edilmesine ve doğanın tahrip edilmesine karşı. Böyle giderse bu kent ayağa kalkmaz.”
Projeyle ilgili Kaymakamlık, HATSU ve diğer mercilere iletilmek üzere bir rapor hazırlandı. Hazırlanan raporda özetle şu ifadeler yer aldı:
• Proje faydalı görünse de bu tesis için daha uygun yerler mevcut. Zaten bu tesisin projesi daha önce farklı ve tarafımızca uygun olan bir noktada planlanmışken bir karar değişikliği ile Büyük Karaçay Nehri yatağına taşınmış. Hatay’ın en büyük su kaynaklarından biri olan Büyük Karaçay Nehri tarım, sulama ve temiz su kaynağı olarak değerlendirilmesi gerekirken bu proje ile kalıcı bir hasara uğratılacak. Proje için alternatif 2 lokasyon mevcut. Bunlardan biri Küçük Karaçay Nehri’nin Asi Nehri ile birleştiği lokasyon. Diğeri ise Aknehir ile Yeşilyazı mahalleleri arası araziler.
• Bu bölgenin Hatay’ın en büyük organik tarım bahçesi olarak projelendirilmesini, kullanım hakkı halihazırda bu toprakları işleyen vatandaşlarda kalması şartı ile Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin sulama ve gübre destekli bir proje ile tarımsal ve hayvansal üretim amaçlı değerlendirilmesini istiyoruz. Tarım ve hayvancılığın desteklenmesi, Belediye’nin alım garantisi altında üretimin devam ettirilmesi ve bu ürünlerin belediyenin satış noktalarında vatandaşa ucuz bir şekilde sunulmasını talep ediyoruz.
Bilgilendirme toplantısı dahi yapılmayan süreç tamamen kapalı kapılar ardından yürütülüyor. Projenin iptali için dava açan yurttaşlar ise bir yandan yetkililerle görüşmek için toplantı talep ediyor diğer yandan eylemlerle ve imza kampanyalarıyla tepkilerini duyuruyor. Yaşam alanlarının yakınına yapılmak istenen projeye ilişkin yurttaşlar, “Bu tesis hayata geçerse bölgedeki tarım ve hayvancılık bitecek. Proje için daha uygun bir yer seçilmeli” diyor.
İMZA TOPLANDI
Büyükçat Mahallesi’nde yaşayan Hüseyin K. adlı yurttaş projenin risklerine ilişkin detaylı bir rapor hazırladıklarını ve raporu ilgili mercilere ileteceklerini söyledi. Hüseyin K., “Raporla birlikte imza kampanyası da düzenledik. Ancak yetkililer, randevu vermemek için direniyor” diye tepki gösterdi. Projenin detaylarını aktaran Hüseyin K. şu ifadeleri kullandı: “Arıtma tesisi, işlenen atık suyun en yakın tahliye alanına yönlendirilmesi gereken bir noktada olmalıdır. Ancak bu proje, üç mahallenin tam ortasına ve diğer iki mahalleye de çok yakın bir konuma yerleştirildi. Üstelik bu karar, halk bilgilendirilmeden, tamamen gizli bir şekilde alındı. Daha da önemlisi, kamulaştırma süreci hukuka aykırı şekilde yürütüldü. Bazı arazilere el konuldu ve bu işlemler, ilgili yasal mevzuata uygun olmadan gerçekleştirildi. Normalde bu büyüklükteki projeler için halka bilgilendirme toplantıları yapılması ve kamuoyuna şeffaf bir süreç sunulması gerekir. Ancak burada tam tersi bir yöntem izlendi. Bunun yerine, gizlice imza toplayarak insanlardan zeytinliklerini boşaltmaları istendi. Biz bunu öğrendiğimizde hemen harekete geçtik, direniş başlattık ve dava açtık.”
ALAN 230 DÖNÜMLÜK
Aknehir’de evi bulunan Çiğdem Arslan da projeye tepki gösterdi. Arslan şunları dile getirdi: “Daha önce aynı bölgede taşocağı açılmak istenmişti. Ancak bölge halkı, bir araya gelerek bu projeye karşı çıkmış ve engellenmesini sağlamıştı. Şimdi ise aynı bölgede bir arıtma tesisi kurulmak isteniyor. Bu proje kapsamında toplam 230 dönümlük bir alanda çalışma yapılması planlanıyor. Söz konusu alanın içerisinde nehir yatağı bulunuyor ve hem özel mülk hem de hazine arazisi yer alıyor. Ancak bu arıtma tesisinin yaşam alanlarına çok yakın olması ciddi endişelere yol açıyor. Bölge halkı, tesisin etik açıdan uygun olmadığını düşünüyor ve projeye karşı çıkıyor. Ayrıca, tesisin ardından bölgede konut projeleri de hayata geçirilmeyi planlanıyor. Önce arıtma tesisi inşa edilip ardından kalan alanlarda konut projeleri gerçekleştirilecek. Ancak bu konutlar, hem arıtma tesisine hem de geçmişte faaliyet göstermiş bir taşocağına çok yakın olacak. Biz böyle bir alanda sağlıklı bir yaşamın mümkün olmayacağını biliyoruz."
Bölge halkının tarım ve hayvancılıkla geçindiğini de anlatan Arslan, yetkililere seslenerek şöyle devam etti: “Zeytinlikler, besicilik ve arıcılık gibi faaliyetler burada önemli bir geçim kaynağı oluşturuyor. Ancak bu proje, bölgedeki doğal yapıyı bozarak tarımı ve hayvancılığı bitirme riski taşıyor. Halk, bölgenin istimlak edilmesine ve doğanın tahrip edilmesine karşı. Böyle giderse bu kent ayağa kalkmaz.”
∗∗∗
2 ALTERNATİF LOKASYON VAR!
Projeyle ilgili Kaymakamlık, HATSU ve diğer mercilere iletilmek üzere bir rapor hazırlandı. Hazırlanan raporda özetle şu ifadeler yer aldı:
• Proje faydalı görünse de bu tesis için daha uygun yerler mevcut. Zaten bu tesisin projesi daha önce farklı ve tarafımızca uygun olan bir noktada planlanmışken bir karar değişikliği ile Büyük Karaçay Nehri yatağına taşınmış. Hatay’ın en büyük su kaynaklarından biri olan Büyük Karaçay Nehri tarım, sulama ve temiz su kaynağı olarak değerlendirilmesi gerekirken bu proje ile kalıcı bir hasara uğratılacak. Proje için alternatif 2 lokasyon mevcut. Bunlardan biri Küçük Karaçay Nehri’nin Asi Nehri ile birleştiği lokasyon. Diğeri ise Aknehir ile Yeşilyazı mahalleleri arası araziler.
• Bu bölgenin Hatay’ın en büyük organik tarım bahçesi olarak projelendirilmesini, kullanım hakkı halihazırda bu toprakları işleyen vatandaşlarda kalması şartı ile Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin sulama ve gübre destekli bir proje ile tarımsal ve hayvansal üretim amaçlı değerlendirilmesini istiyoruz. Tarım ve hayvancılığın desteklenmesi, Belediye’nin alım garantisi altında üretimin devam ettirilmesi ve bu ürünlerin belediyenin satış noktalarında vatandaşa ucuz bir şekilde sunulmasını talep ediyoruz.