- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 145,715
- Tepkime puanı
- 0
Emeklilerin bayram ikramiyesini 3 bin liradan 4 bin liraya yükselten kanun teklifi, TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Bu hafta içinde de kanun teklifinin meclis genel kurulunda kabul edilip bayramdan önce yürürlüğe girmesi bekleniyor. Emeklilere Şeker (Ramazan) Bayramı ile Kurban Bayramı’nda ödenmek üzere iki kez ikramiye veriliyor.
Torba yasayı içeren aynı teklifte, Cumhurbaşkanı’nın emekli aylığı da artırılarak 2025 yılı için 142 bin 456 liraya çıkartıldı. Cumhurbaşkanının emekli aylığı yüzde 52,8 oranında artarken emekli ikramiyesi ise yüzde 33 oranında artmış oldu.
Ocak 2025 itibariyle işçi ve Bağ-Kur emekli aylıklarına yüzde 15,75, memur emekli aylıklarına da yüzde 11,54 oranında zam yapılmıştı. En düşük işçi ve Bağ-Kur emekli aylığı da, yılbaşı itibariyle 14 bin 469 lira olarak belirlenmişti. Ortalama emekli aylığı da 17 bin 500 TL dolayında bulunuyor. Ülkemizde 16,5 milyon da emekli var.
CHP milletvekilleri meclis komisyonu çalışmaları sırasında “ikramiye değil sadaka” şeklinde dövizleri gösterip tepkilerini ortaya koydular. Aslında AKP Hükümeti, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ağzından emeklileri bir anlamda “bütçeye yük” olarak görüyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, TBMM’de bir gazetecinin emeklilerin ikramiyesinin düşük bulunması üzerine sorduğu bir soruya şöyle bir yanıt verdi: “3 bin liradan 4 bin liraya çıktı. Sen beni dolduruşa mı getiriyorsun, daha ne olsun”
Emekli ikramiyesi ilk kez 2018 yılında 1.000 TL olarak belirlenmişti. Aynı yıl en düşük emekli aylığı ise 939 TL idi. Yani, emekli ikramiyesi, en düşük emekli aylığından daha fazlaydı, oranı 1,06 idi.
Emekli ikramiyesi, 2021’de 1.100 TL, 2023’te 2.000 TL, 2024’te de 3.000 TL olarak uygulandı. 2025’te ise 4.000 TL olarak belirlendi. En düşük emekli aylığı da 14.469 TL olduğuna göre, emekli ikramiyesi en düşük emekli aylığının yüzde 28’e kadar inmiş oluyor.
Asgari ücret yönünden ise; 2018’de asgari ücret 1.603 lira idi, ikramiye de 1.000 lira olarak asgari ücretin yüzde 62’sini oluşturuyordu. Şimdi ise 4.000 liralık ikramiye, 22 bin 104 liralık asgari ücretin yüzde 18’ine denk geliyor.
DİSK-AR’ın (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi) araştırmasına göre, emekli ikramiyesinin 2018’deki asgari ücretin yüzde 62,4’üne karşılık geldiği dikkate alındığında bu oranın bugün korunması halinde ikramiyenin 13 bin 793 lira olması gerekiyor.
Öte yandan 14 bin 469 lira olan en düşük emekli aylığı, hem 22 bin 104 lira olan asgari ücretin, hem de şubat sonu itibariyle 23 bin 324 lira olan açlık sınırının altında bulunuyor.
Emekli aylıklarının çok düşük olması nedeniyle emekliler çalışmak zorunda kalıyorlar. Çalışan ve iş arayan emeklilerin tüm emeklilere oranı, 2023 yılı itibariyle yüzde 55,3 idi. Yani emeklilerin yarıdan fazlası, çalışmak ve iş aramak zorunda kalıyor.
Öte yandan DİSK-AR’ın Mart 2024 tarihli “Avrupa’da ve Türkiye’de Emeklilerin Durumu” isimli raporuna göre, Türkiye ortalama emekli aylığı açısından en düşük emekli aylığına sahip sondan ikinci ülke durumunda bulunuyor.
Raporda Türkiye, 32 Avrupa ülkesi içinde 2012’de ortalama emekli aylığı açısından en düşük emekli aylığına sahip onuncu ülkeydi. 2021’de ise Türkiye sondan ikinci sıraya geldi. En son sıradaki Bulgaristan’da ortalama emekli aylığı 224 Euro, bizde ise 237 Euro idi.
Birinci sırada 2.734 Euro ile Lüksemburg yer alıyor. Diğer bazı ülkelerdeki ortalama emekli aylıkları ise şöyleydi: Hollanda 2.003 Euro, Almanya 1.552 Euro, Fransa 1.485 Euro, Yunanistan 1.026 Euro, Slovenya 654 Euro, Romanya 351 Euro.
Emekli aylığının asgari ücrete oranı yönünden de Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en düşük orana sahip ülkeler arasında yer alıyor, sondan dördüncü sırada bulunuyor.
Avrupa Birliği’nde (AB) çalışana ortalama olarak son ücretinin yüzde 68’i emekli aylığı olarak bağlanıyor. İspanya’da bu oran yüzde 86. Yani Avrupa’da bir çalışan, emekli olduğu zaman yuvarlak olarak son ücretinin yüzde 70’i oranında bir aylık alabiliyor.
Türkiye’de ise 1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı yasayla 25 yıllık bir sigortalının emekli aylığı bağlama oranı yüzde 65 olarak belirlenmişti. AKP iktidarı döneminde 2008’de çıkarılan 5510 sayılı yasayla bu oran yüzde 50’ye düşürüldü.
Daha önce emeklilere aylık bağlanması sürecinde büyümenin yüzde 100’ü oranında bir refah payı verilirken bu oran 5510 sayılı yasayla yüzde 30’a düşürüldü. Yani, Türkiye’de AKP döneminde emekli aylıklarının düşük olmasında, hem aylık bağlama oranının düşürülmesi, hem de refah payının azaltılması son derece etkili oldu.
Avrupa’daki emeklilerin örgütlenmesi üç düzeyde oluyor. İtalya, Lüksemburg ve Malta’da çalışanlar emekli olduktan sonra bağlı oldukları konfederasyon bünyesindeki emekli sendikalarına üye olabiliyorlar.
Özellikle İtalya’da güçlü emekli federasyon ya da sendikaları var. 4.5 milyon üyeli İtalyan CGIL konfederasyonunun 2,5 milyon üyeli ISP adında bir emekliler sendikası bulunuyor.
Fransa, Danimarka, İsviçre, İspanya, Portekiz ve Kıbrıs Rum Kesimi’nde ise, emekliler ayrı bir emekli federasyonu çatısı altında örgütlenebiliyorlar.
Finlandiya, İrlanda, Almanya, Avusturya, İngiltere, Belçika, Norveç, Hollanda ve İzlanda’ da çalışanların daha önce çalıştığı işkolundaki sendikaya emekli olarak da üyeliği devam ediyor.
İtalya’daki emekliler sendikası, hükümet ve işveren tarafıyla emekli aylığı pazarlığı yapıyor. Belçika’da işçi emekli olduğu zaman sendikasından ayrılmıyor, hükümetle pazarlık yapıyor, işsizlik parasını da sendikalar veriyor. Devlet de sendikalara katkı sağlıyor.
Türkiye’de ise, yasal olarak sadece işçi ve işverenlerin sendika kurması mümkün olduğundan emeklilerin kurduğu sendikalar valiliklerce kapatılıyor. Hukuk yoluna da başvurulduğu zaman mahkemeler, genelde yasal mevzuatı esas alıyorlar, emeklilerin sendika hakkına sahip olmadığı ileri sürülüyor.
Mevcut anayasa, işçi ve işverenlerin sendika kurma hakkına olanak tanımakla birlikte Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde herkesin sendika kurma hakkından söz ediliyor.
Türkiye, her iki sözleşmeyi de onaylamıştır. İç hukukumuzda uluslararası sözleşmelere uygun değişiklik yapılmamış olması, sendika hakkının kullanılmasına engel değildir. Anayasanın 90. Maddesinde, uluslararası sözleşmeler ile iç hukukun çelişmesi durumunda uluslararası sözleşmelerin esas alınacağına dair bir hüküm vardır. O nedenle emeklilerin sendika hakkının da yasal statüye kavuşturulması uygun olacaktır.
Ülkemizde DİSK’e bağlı Emekli-Sen, Tüm Emeklilerin Sendikası, Birleşik Emekli Sendikası, Emekliler Dayanışma Sendikası, Emekli Meclisleri Sendikası gibi çeşitli emekli sendikaları bulunuyor. Ancak maalesef hiçbiri yasal bir statüye sahip olmadığı için resmi makamlarca tanınmıyor, emekli aylıklarının artırılması ve diğer talepleri konusunda toplu görüşme olanağına sahip bulunmuyor…
Torba yasayı içeren aynı teklifte, Cumhurbaşkanı’nın emekli aylığı da artırılarak 2025 yılı için 142 bin 456 liraya çıkartıldı. Cumhurbaşkanının emekli aylığı yüzde 52,8 oranında artarken emekli ikramiyesi ise yüzde 33 oranında artmış oldu.
Ocak 2025 itibariyle işçi ve Bağ-Kur emekli aylıklarına yüzde 15,75, memur emekli aylıklarına da yüzde 11,54 oranında zam yapılmıştı. En düşük işçi ve Bağ-Kur emekli aylığı da, yılbaşı itibariyle 14 bin 469 lira olarak belirlenmişti. Ortalama emekli aylığı da 17 bin 500 TL dolayında bulunuyor. Ülkemizde 16,5 milyon da emekli var.
Erdoğan’ın ikramiye yanıtı
CHP milletvekilleri meclis komisyonu çalışmaları sırasında “ikramiye değil sadaka” şeklinde dövizleri gösterip tepkilerini ortaya koydular. Aslında AKP Hükümeti, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ağzından emeklileri bir anlamda “bütçeye yük” olarak görüyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, TBMM’de bir gazetecinin emeklilerin ikramiyesinin düşük bulunması üzerine sorduğu bir soruya şöyle bir yanıt verdi: “3 bin liradan 4 bin liraya çıktı. Sen beni dolduruşa mı getiriyorsun, daha ne olsun”
İkramiye yüzde 28’e geriledi
Emekli ikramiyesi ilk kez 2018 yılında 1.000 TL olarak belirlenmişti. Aynı yıl en düşük emekli aylığı ise 939 TL idi. Yani, emekli ikramiyesi, en düşük emekli aylığından daha fazlaydı, oranı 1,06 idi.
Emekli ikramiyesi, 2021’de 1.100 TL, 2023’te 2.000 TL, 2024’te de 3.000 TL olarak uygulandı. 2025’te ise 4.000 TL olarak belirlendi. En düşük emekli aylığı da 14.469 TL olduğuna göre, emekli ikramiyesi en düşük emekli aylığının yüzde 28’e kadar inmiş oluyor.
Asgari ücret yönünden ise; 2018’de asgari ücret 1.603 lira idi, ikramiye de 1.000 lira olarak asgari ücretin yüzde 62’sini oluşturuyordu. Şimdi ise 4.000 liralık ikramiye, 22 bin 104 liralık asgari ücretin yüzde 18’ine denk geliyor.
DİSK: 13 bin 793 TL olmalı
DİSK-AR’ın (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi) araştırmasına göre, emekli ikramiyesinin 2018’deki asgari ücretin yüzde 62,4’üne karşılık geldiği dikkate alındığında bu oranın bugün korunması halinde ikramiyenin 13 bin 793 lira olması gerekiyor.
Öte yandan 14 bin 469 lira olan en düşük emekli aylığı, hem 22 bin 104 lira olan asgari ücretin, hem de şubat sonu itibariyle 23 bin 324 lira olan açlık sınırının altında bulunuyor.
Emekli aylıklarının çok düşük olması nedeniyle emekliler çalışmak zorunda kalıyorlar. Çalışan ve iş arayan emeklilerin tüm emeklilere oranı, 2023 yılı itibariyle yüzde 55,3 idi. Yani emeklilerin yarıdan fazlası, çalışmak ve iş aramak zorunda kalıyor.
Avrupa’da sondan ikinciyiz
Öte yandan DİSK-AR’ın Mart 2024 tarihli “Avrupa’da ve Türkiye’de Emeklilerin Durumu” isimli raporuna göre, Türkiye ortalama emekli aylığı açısından en düşük emekli aylığına sahip sondan ikinci ülke durumunda bulunuyor.
Raporda Türkiye, 32 Avrupa ülkesi içinde 2012’de ortalama emekli aylığı açısından en düşük emekli aylığına sahip onuncu ülkeydi. 2021’de ise Türkiye sondan ikinci sıraya geldi. En son sıradaki Bulgaristan’da ortalama emekli aylığı 224 Euro, bizde ise 237 Euro idi.
Birinci sırada 2.734 Euro ile Lüksemburg yer alıyor. Diğer bazı ülkelerdeki ortalama emekli aylıkları ise şöyleydi: Hollanda 2.003 Euro, Almanya 1.552 Euro, Fransa 1.485 Euro, Yunanistan 1.026 Euro, Slovenya 654 Euro, Romanya 351 Euro.
Emekli aylığının asgari ücrete oranı yönünden de Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en düşük orana sahip ülkeler arasında yer alıyor, sondan dördüncü sırada bulunuyor.
AB’linin emekli aylığı yüzde 70
Avrupa Birliği’nde (AB) çalışana ortalama olarak son ücretinin yüzde 68’i emekli aylığı olarak bağlanıyor. İspanya’da bu oran yüzde 86. Yani Avrupa’da bir çalışan, emekli olduğu zaman yuvarlak olarak son ücretinin yüzde 70’i oranında bir aylık alabiliyor.
Türkiye’de ise 1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı yasayla 25 yıllık bir sigortalının emekli aylığı bağlama oranı yüzde 65 olarak belirlenmişti. AKP iktidarı döneminde 2008’de çıkarılan 5510 sayılı yasayla bu oran yüzde 50’ye düşürüldü.
Daha önce emeklilere aylık bağlanması sürecinde büyümenin yüzde 100’ü oranında bir refah payı verilirken bu oran 5510 sayılı yasayla yüzde 30’a düşürüldü. Yani, Türkiye’de AKP döneminde emekli aylıklarının düşük olmasında, hem aylık bağlama oranının düşürülmesi, hem de refah payının azaltılması son derece etkili oldu.
Batı’daki emekli örgütleri
Avrupa’daki emeklilerin örgütlenmesi üç düzeyde oluyor. İtalya, Lüksemburg ve Malta’da çalışanlar emekli olduktan sonra bağlı oldukları konfederasyon bünyesindeki emekli sendikalarına üye olabiliyorlar.
Özellikle İtalya’da güçlü emekli federasyon ya da sendikaları var. 4.5 milyon üyeli İtalyan CGIL konfederasyonunun 2,5 milyon üyeli ISP adında bir emekliler sendikası bulunuyor.
Fransa, Danimarka, İsviçre, İspanya, Portekiz ve Kıbrıs Rum Kesimi’nde ise, emekliler ayrı bir emekli federasyonu çatısı altında örgütlenebiliyorlar.
Finlandiya, İrlanda, Almanya, Avusturya, İngiltere, Belçika, Norveç, Hollanda ve İzlanda’ da çalışanların daha önce çalıştığı işkolundaki sendikaya emekli olarak da üyeliği devam ediyor.
İtalya’daki emekliler sendikası, hükümet ve işveren tarafıyla emekli aylığı pazarlığı yapıyor. Belçika’da işçi emekli olduğu zaman sendikasından ayrılmıyor, hükümetle pazarlık yapıyor, işsizlik parasını da sendikalar veriyor. Devlet de sendikalara katkı sağlıyor.
Türkiye’de emekliye sendika yasak
Türkiye’de ise, yasal olarak sadece işçi ve işverenlerin sendika kurması mümkün olduğundan emeklilerin kurduğu sendikalar valiliklerce kapatılıyor. Hukuk yoluna da başvurulduğu zaman mahkemeler, genelde yasal mevzuatı esas alıyorlar, emeklilerin sendika hakkına sahip olmadığı ileri sürülüyor.
Mevcut anayasa, işçi ve işverenlerin sendika kurma hakkına olanak tanımakla birlikte Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde herkesin sendika kurma hakkından söz ediliyor.
Türkiye, her iki sözleşmeyi de onaylamıştır. İç hukukumuzda uluslararası sözleşmelere uygun değişiklik yapılmamış olması, sendika hakkının kullanılmasına engel değildir. Anayasanın 90. Maddesinde, uluslararası sözleşmeler ile iç hukukun çelişmesi durumunda uluslararası sözleşmelerin esas alınacağına dair bir hüküm vardır. O nedenle emeklilerin sendika hakkının da yasal statüye kavuşturulması uygun olacaktır.
Ülkemizde DİSK’e bağlı Emekli-Sen, Tüm Emeklilerin Sendikası, Birleşik Emekli Sendikası, Emekliler Dayanışma Sendikası, Emekli Meclisleri Sendikası gibi çeşitli emekli sendikaları bulunuyor. Ancak maalesef hiçbiri yasal bir statüye sahip olmadığı için resmi makamlarca tanınmıyor, emekli aylıklarının artırılması ve diğer talepleri konusunda toplu görüşme olanağına sahip bulunmuyor…