Emperyalist küstahlık

Elizabet

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 16, 2025
Mesajlar
291,709
Tepkime puanı
0
Umut Can FIRTINA

Amerikan topraklarını güç kullanarak genişletme planları yapan ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi’ne gözünü dikerken Batı’nın “kurallara dayalı düzeninin” safsata olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya gelen Trump, görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında “ABD’nin Gazze Şeridi’ni devralarak buraya ‘uzun vadeli’ olarak sahip olacağını” söyledi.

Gazze’nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze’deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savundu. Trump, asker gönderme ihtimali sorusuna, “Eğer gerekirse bunu yapacağız” diye karşılık verdi.

Filistinlilerin on yıllardır İsrail işgaline karşı süren mücadelesini yok sayan Trump, “Filistinlilerin Gazze’ye geri dönmek istemelerinin tek nedeni başka alternatiflerinin olmaması” dedi. Trump, bölgedeki yaklaşık 1,8 milyon Filistinlinin komşu ülkelerde inşa edilecek birden çok yeni yaşam alanına gideceğini ve orada daha iyi şekilde yaşayacağını iddia etti.

ABD ziyareti öncesi “Ortadoğu haritasını tekrar çizeceklerini” söyleyen İsrail Başbakanı Netanyahu da, Trump’ın “yeni fikirlerle kalıpların dışında düşündüğünü” ve “geleneksel düşünceleri delmek istediğini” belirtti. Netanyahu, Trump’ın Gazze için farklı bir gelecek hayal ettiğini ve bunun da “tarihin akışını değiştirebileceğini” söyledi.

‘İSRAİL’İ TANIMAYACAĞIZ’​


Trump’ın “Gazze’yi devralmaya” yönelik açıklamalarına dünya kamuoyundan tepkiler yükseldi. Basın toplantısında “Suudi Arabistan Filistin devleti talep etmiyor” diyen Trump’a yanıt veren Riyad, “bağımsız Filistin devleti kurulmadan İsrail ile ilişki kurulmayacağını” belirtti. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, “Onlarca yıldır mücadelesini verdiğimiz halkımızın haklarının çiğnenmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, “Gazze halkını ‘daha mutlu ve güzel bir yere’ göndermek isteyenler, İsrail’deki ilk evlerine dönmelerine izin versin. O zamana kadar Gazze bizim evimizdir” dedi.

Hamas’tan yapılan açıklamada Trump’ın açıklamaları “Ortadoğu’daki yangına benzin dökmek” olarak nitelendirildi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Dünyada bir orman kanununa doğru ilerlendiğini, kimsenin diğerinin ihtiyacını düşünmeden ‘Yapıyorum çünkü güçlüyüm’ felsefesini uygulamaya koyduğunu görüyoruz” dedi.

‘CEHALETİN YANSIMASI’​


Slovenya Dışişleri Bakanı Tanja Fajon “Trump’ın açıklamaları Filistin tarihine ilişkin derin bir cehaleti yansıtıyor” dedi

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Uluslararası hukukun üstünlüğü kültürü reddediliyor” derken Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise Filistinn meselesinin tek çözümünün iki devletli bir temelde gerçekleşebileceğini kaydetti.

Çin Dışişleri Sözcüsü Lin Cien ise “Filistin’i Filistinlilerin yönetmesinin savaş sonrası yönetimin temel ilkesi olması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Batı Şeria ve Doğu Kudüs gibi Gazze’nin de Filistinlilere ait olduğunu belirtti.

Fransa, Gazze’nin geleceğinin üçüncü bir devletin kontrolünde değil, gelecekteki Filistin Devleti’nde olması gerektiğini belirtti.

∗∗∗

TAHRAN’A ‘MAKSİMUM BASKI’ KARARI​


ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek ve petrol ihracatını durdurmak amacıyla uyguladığı “maksimum baskı” politikasını yeniden hayata geçirecek başkanlık kararnamesini imzaladı. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise Trump’ın kararına tepki göstererek “Maksimum baskı politikası, daha önce denenmiş başarısız bir girişim ve yeniden denenmesi başka bir başarısızlığa yol açacak” dedi.

∗∗∗

TRUMP GÜCÜNÜN SINIRLARINI SAHADA GÖRECEK​


Akademisyen Erhan Keleşoğlu, Trump’ın “Gazze’yi devralma” planını BirGün’e değerlendirdi:

Trump açıklamalarıyla oldukça aşınmış olan ve İsrail’in Gazze’deki soykırımıyla ölüme yatırılmış olan “kurallara dayalı uluslararası düzeni” değiştirmek istediğinin mesajını verdi. Basın toplantısı sırasında Netanyahu’nun tavırları, bundan oldukça memnun olduğunu gösteriyor. Ancak Trump her ne kadar radikal açıklamalar yapsa da bir de sahadaki gerçeklik var. ABD kaderi mutlak bir devlet değil.

Bunun en büyük örneklerini 2000’lerin başında gerçekleştirdiği Irak ve Afganistan işgallerinde gördük. Afganistan’ı kaçarak terk ederken Irak’tan büyük oranda çekilmek zorunda kaldı. Dolayısıyla, her ne kadar dünyanın bir numaralı askeri gücü ve ekonomisi olsa da gücünün sınırlı olmadığının altını çizmek gerek. Bu bağlamda da Trump ve kurmuş olduğu hükümet, salt güce dayalı politikalarının sınırlarını sahada görecek.

Gazze’yi boşaltmak, oradaki 2 milyona yakın insanı Mısır’a veya Ürdün’e sürmek ilk defa akla gelen düşünceler değil. Bunlar İsrail kurulduğundan bu yana dile getiriliyor ancak bu gerçekleştirilemedi. Çünkü sahadaki politik ve toplumsal gerçeklik buna cevaz vermiyor.

emperyalist-kustahlik-1.jpg

Doç. Dr. Erhan Keleşoğlu

BÖLGE İÇİN TEHDİT​


Mısır ile 1979’da yürürlüğe giren Camp David Anlaşması ve 1994’te Ürdün’le imzalanan barış antlaşması, sahadaki statükonun devamını öngörüyor. Sahadaki statükoyu bu şekilde değiştirmek hem Mısır hem Ürdün açısından kabul edilemez, çünkü oradaki rejimleri de varoluşsal bir tehdit altına sokuyor.

Bölgeden gelen açıklamalar da bu yönde. Suudi Arabistan, Filistin devleti kurulmadan İsrail’in tanınmayacağını açıkladı. Avrupa’dan, Türkiye’den, Çin’den, Rusya’dan böyle bir planın uygulanamayacağına yönelik açıklamalar geldi. Dolayısıyla “Ben yapacağım olacak deyince” olmuyor.

Panama, Grönland ve Kanada gibi konularda da benzer bir durum. Trump ve çevresi, ABD’nin alması gerektiğinden daha azıyla yetindiğini düşünüyorlar. Ama zaten İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu “kurallara dayalı uluslararası düzenin” ana düzenleyicilerinden birisi ABD’ydi. Dolayısıyla bu güce dayalı saldırgan hamlelere başvurursa gücünün sınırlarını sahada görecektir.

∗∗∗

GÖÇMENLERİ GUANTANAMO’YA HAPSETTİ​


Gazze Şeridi, Panama Kanalı ve Grönland’ı işgal etme açıklamalarıyla dünya kamuoyunu karıştıran ABD Başkanı Donald Trump, ülkedeki göçmenlere yönelik geniş çaplı “sınır dışı operasyonunu” sürdürüyor. ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Venezuelalı “Tren de Aragua” çetesinden 10 kişinin sınır dışı edilmek üzere, göçmen toplama merkezi kurulacak Küba’daki Guantanamo Körfezi’ne gönderildiğini duyurdu. Göçmenlerin ABD’nin “işkence üssü” olarak bilinen Guantanamo hapishanesindeki mevcut tutuklularla aynı yere yerleştirilmeyeceği öğrenildi.

emperyalist-kustahlik.jpg
 
Üst