- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 148,132
- Tepkime puanı
- 0
Kolay değildi… İskoçya gibi Türkiye’ye oldukça uzak bir ülkede, Rangers’a karşı 120 dakika verilen mücadele, sabaha karşı maçın bitimi, cuma günü ülkeye dönüş ve bu maça kadar sadece iki gün dinlenme süreci… Sadece iki idmanla bu maça hazırlık… Bu zorlu sürecin ardından Fenerbahçe, Samsunspor maçına çıktı. Çünkü Fenerbahçeli futbolcular Glasgow’da canlarını dişine takmış, 90 dakikayı deplasmanda 2-0 kazanmış; ancak 120 dakikanın sonunda penaltılarla turu kaybetmişlerdi. Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolunda bu maçta puan kaybına tahammülü yoktu ve bir an önce golü bulması gerekiyordu. Samsunspor, ligin en iyi top oynayan ve üst sıraları zorlayan takımlarından biri. Maça bir hafta dinlenmiş olarak çıktı. Ama ilk yarıda golü isteyen, oyunu domine eden, saldıran, organize ataklarla mücadele eden takım Fenerbahçe idi. Samsunspor ise sadece savunma yaptı ve istediğini aldı. Hakem Cihan Aydın, Talisca’ya yapılan net faulleri vermedi ya da görmezden geldi. Hele 3. dakikada, net bir şekilde gole giderken yapılan faul nasıl verilmez? Fred topu çalıyor, faule maruz kalıyor ama hakem Samsun lehine faul veriyor. Olacak iş değil! Aslında yukarıdaki tablo her şeyi anlatıyordu. “İyi takım” denilen Samsunspor, yorgun Fenerbahçe’ye karşı pozisyon bulamadığı gibi, kalesine şut bile atamamıştı. İlk yarıda Fenerbahçe özellikle soldan Kostić, sağdan Oğuz, ortadan da Tadić ile Samsun defansını delmeye çalıştı. Pozisyonlar da buldu, ancak değerlendiremedi. Fenerbahçe adına bir artı da şuydu: Genelde Fenerbahçe kalesine gelen ilk top gol oluyordu, ama ilk yarıda hiç top gelmediği için gol de olmadı. İlk 11’de Szymański yoktu, Talisca ile başlaması sürpriz oldu. Osayi de yedekteydi. Bunların dışında kadroda istikrar vardı. Kalede Livaković vardı, ama ilk yarıyı adeta uyuyarak geçirdi. Çünkü Samsunspor, Fenerbahçe kalesini hiç rahatsız etmedi. Fenerbahçe ikinci yarıya aynı 11’le çıktı. Keşke yaşlı ve yorgun futbolculardan en az ikisi değişseydi. Ancak Mourinho tabii ki en iyisini bilir. İkinci yarı Samsunspor ilk şutunu 52. dakikada attı: Aut… 55. dakikada ise istatistikler şu şekildeydi: Fenerbahçe 11 şut, 3 isabet – Samsunspor 1 şut, 0 isabet. Mourinho’dan beklenen hamleler 58. dakikada geldi. Szymański, En-Nesyri ve Osayi oyuna girerken, Tadić, Kostić ve Talisca çıktı. Bu değişikliklerle birlikte Fenerbahçe adına biraz hareketlilik geldi, ancak Samsunspor da Fenerbahçe alanına daha sık gelmeye başladı. Nitekim Samsun ilk kornerini 66. dakikada kazandı. 71. dakikada İrfan Can oyuna girdi, Djiku çıktı. Amrabat üçlü defansa geçti. 73. dakikada soldan Oğuz’un yaptığı nefis ortaya Szymański kafa vurdu, top direkten auta çıktı. Bu, maçın o ana kadar en net pozisyonuydu. Ardından yine soldan gelen bir ortaya Szymański bir kez daha kafayı vurdu, ama yine auta… 75. dakikada Samsunspor 10 kişi kaldı ve Fenerbahçe rakip kaleye daha da yüklenmeye başladı. Bu dakikadan sonra Samsunsporlu oyuncular vakit geçirmeye yönelik hamleler yaparak ortamı germeye çalıştı. Mourinho’dan son olarak Mert Hakan hamlesi geldi. Fenerbahçe sağdan soldan ortalarla pozisyonlar buldu, ancak top bir türlü çerçeveyi bulmadı. Olmayınca olmuyor… Yorgunluk da artık kendini belli etmeye başlamıştı. Samsunspor, yorgun Fenerbahçe’ye karşı gücünü ekonomik kullanmayı başardı. Bu arada kaleci Okan, 90+6’da müthiş bir kurtarış yaptı! Džeko çok iyi vurdu, ama Okan adeta 1 puanı elleriyle tuttu. Hemen ardından Mert Hakan’ın şutunu da müthiş çeldi. Sonuç olarak Fenerbahçe, yorgun çıktığı bu maçta kilidi bir türlü açamadı. Özellikle ikinci yarının son dakikalarında ne yaptıysa olmadı. Futbolcular büyük bir mücadele örneği verdi. Ancak Mourinho, bu maçta maalesef sınıfta kaldı. Oyuncu değişikliklerini çok geç yaptı, rotasyonu iyi yönetemedi ve takımı maça iyi hazırlayamadı. Bu puan kaybı direkt olarak hocaya yazar, çünkü futbolcular ellerinden geleni yaptılar. Maçın en güzel yanı, taraftarlarımızın futbolcuları alkışlamasıydı. Bravo Büyük Fenerbahçe Taraftarı! Sen her şeyin en iyisine, en güzeline layıksın…