- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 287,610
- Tepkime puanı
- 0
Türk tarımı bir taraftan geleneksel yöntemleri muhafaza etme ve bu konu üzerinden devam eden tartışmalarla meşgul olurken diğer taraftan ihracat rakamlarıyla rekor kırmaya devam ediyor. Dile kolay… 2024 yılında gıda ve tarım ihracatından yaklaşık 33 milyar dolar gelir elde etmişiz. Muazzam paralar. Bu arada 2023 yılına göre de ciddi artışlar göze çarpıyor. Farklı birçok kalemde yüzde 30’lara ulaşan gelişimler söz konusu olsa da ortalama artış yüzde 5,3 olarak tespit edilmiş. Peki ya ithalat tarafı? Türkiye’nin gıda ve tarım ihracatının ithalatı karşılama oranı hangi seviyelerde dersiniz? Türkiye tarihinde en yüksek tarımsal ihracat rakamına ulaşıldığı 2024 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 150'ye ulaştı. Bu başarı Türkiye’nin… Başarının mimarı ise Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı. Evet, bu başarı Sayın Bakan’a yazar. Tıpkı başarısızlıklarda okların ona çevrildiği gibi, böylesi bir tarihî başarıda da onun hakkını teslim etmeliyiz. Birçok güzel gelişmede Sayın Yumaklı’nın imzasına denk geliyoruz. Hangi imzalar? Kısaca hatırlayalım… Radikal tarım yatırımları; envanter çalışmaları, veteriner kontrol noktalarının artırılması, toprak analizleri, tohum çalışmaları, gıda ve tarım çalıştayları, desteklemelerin nokta atışı rehabilitasyona tabi tutulması, aile işletmelerinin tekrar hayata döndürülme çalışmaları, masabaşı çalışma düzenine son vererek başarının sahada akıtılacak tere bağlı olduğu inancının yaygınlaştırılması… Taklit ve tağşiş olayında “kral çıplak” diyerek meydan okuması başlı başına bir olay… Öyle her babayiğidin altından kalkabileceği bir süreç değil! Düşünsenize, küresel nizamın güçlü temsilcilerine Türkiye’de ayar veriyorsunuz, dünya ölçeğinde markaları terbiye ediyorsunuz, güçlerine aldırmadan yapılan ihlalleri tüketiciyle paylaşıyorsunuz. Sayılacak o kadar çok güzel dokunuş var ki… Ah bir de şu gıda güvenliği meselesini çözebilse, pestisit rezaletine son verebilse! Doğal gıda üretimi ve bilinçli gıda tüketimi konularında radikal adımlar atılsa… Fazla sürmez, birkaç yıla kadar Türkiye tarım ve gıda kaynaklı birçok olumsuzluğu gündeminden çıkarmış olur. Şöyle bir soru sormak gerekiyor… Eğer pestisit kalıntısı, zehir bulaşıkları, aflatoksin riski gibi olumsuzluklar yaşanmasa gıda ve tarım ihracatında rakamlar nereye giderdi? Bu işin ticari kazanımları var, Türkiye’nin itibarı var, toprağın muhafaza edilmesi var, ticaretin sürdürülebilirliği var, insan sağlığına bakışımız var. Var oğlu var!.. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bu başarı sürecini duyururken tarımda yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejilerinde yeni rekorlara imza attıklarına dikkati çekiyor. Tevazu gösterip başarıyı üreticiye mal ediyor; gece gündüz çalışan, bu başarıda emeği olan üreticilere, gıda ve tarım sektör temsilcilerine teşekkür ediyor. Türkiye olarak bizler de bu başarıdan dolayı Sayın Yumaklı ve ekibini tebrik ediyoruz. Yumurtada büyük oyun var! Geçtiğimiz hafta dikkati çekmiştim. Müesses nizamın boş durmadığını, yeni virüs ve korku rüzgârı yaymaya çalıştıklarını ifade etmiştim. Kuş gribi tarafında işin dozu gittikçe yükseltiliyor. Amerika ve Japonya’da kuş gribi bahanesiyle iki milyona yakın tavuğun itlaf edilmesinden sonra yumurta fiyatları küresel ölçekte âdeta çıldırdı. Sadece ABD’de yumurta fiyatları son bir yılda yüzde 100 artış gösterdi. Uzak Doğu aynı durumda, Türkiye’de fiyatları görüyoruz! Avrupa bölgesi tehlikeye gittikçe yaklaşıyor. Tüketicinin paçasına yapışmış sözde markalar, asalak sömürgeciler insanları sömürmeye devam ediyor. Yumurta demişken… İşin bir de renk durumu var. Beyaz yumurta mı, sarı yumurta mı? Kafes tavuğu mu, gezen tavuk mu, serbest gezen tavuk mu? Avrupa bölgesinde kahverengi yumurta dönemi sona eriyor. Almanya ilk adımı attı. Alman Yumurta Üreticileri Federal Birliği Başkanı Henner Schönecke’e göre bu karar hem üreticileri hem de tüketicileri doğrudan etkileyecek. Kararın nedeni ilginç!.. Beyaz yumurta üretiminin üreticiler için daha ekonomik olması. Bakın, toplum sağlığı kimsenin umurunda falan değil. Varsa yoksa üretim maliyetleri!... Yani daha çok kazanç!.. Gerisini varın siz düşünün!..