Hangi ahlak, hangi cinsiyet?

Elizabet

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 16, 2025
Mesajlar
289,058
Tepkime puanı
0
İktidar, geçtiğimiz aylarda 2025’i “Aile Yılı” olarak duyurdu. Ardından kadınları eve hapsetmeye yönelik politikalar da hız kazandı. Aynı zamanda AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere iktidar cenahı her fırsatta LGBTİ+’ları hedef aldı. Aileyi önceleyen, kadınları ve LGBT+’ları yok sayan politikalarını kurumsallaştırmayı amaçlayan saray rejiminin heybesinden bu sefer de “Türk Ceza Kanunu’nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklif Taslağı” çıktı.

Taslaktaki en büyük vurgulardan biri “biyolojik cinsiyet” ve “genel ahlak.” Taslağın yasalaşması halinde söz konusu maddeye eklenecek hüküm şöyle:

“Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

KADINLAR, LGBTİ+’LAR HEDEFTE​


Kanun teklifi taslağı, Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve 23 Ocak 2025’te AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi esas alınarak oluşturuldu.

2025-2029 dönemini kapsayan ve 5 amaç, 45 hedef ve 264 faaliyetin yer aldığı strateji belgesi, Erdoğan tarafından “Hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonu ile hazırladığımız yeni strateji belgesi ile etkin ve hızlı işleyen bir adalet sistemi inşa edeceğiz” ifadeleriyle duyurulmuştu.

VAR OLMAK DAHİ BİR SUÇ OLACAK​


KaosGL.org’un haberine göre kanun teklif taslağında kadınları ve LGBTİ+’ları açıkça hedef alan değişiklikler yapılması öngörülüyor.

Taslağın yasalaşması durumunda Ceza Kanunu’nun “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” bölümüne eklenecek yeni maddeye göre, izin almadan cinsiyet uyum sürecine ilişkin operasyon yapanlar üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adlî para cezası, yaptıranlar ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

İktidarın gerici bakış açısına göre “makbul” olmayan her davranış genel ahlaka aykırı olarak değerlendirilebilecek.

Aynı zamanda LGBTİ+ bireyle röportaj yapan gazetecilerin dahi cezalandırılması öngörülüyor.

Üstelik, LGBTİ+'ların her türlü hareketi "hapis cezası" nedeni olarak sayılabilecek. İktidar saldırılarını yasal zemine taşımaya hazırlanıyor. Yasa hazırlığını sosyal medyada eleştiren LGBTİ+'lar ise iktidara, "O dolaptan çıktık bir kere, bir daha girmeyiz" diyerek tepki gösterdi.

∗∗∗

PANTOLON GİYMEK BİLE SUÇ HALİNE GETİRİLEBİLİR​


Avukat Sema Yurtbilir: Bu yargı taslağının kaynağı daha önce hazırlanan yargı reformu strateji belgesi. O dönem yargı reformuyla hızlı yargılama, adalete erişim gibi konular üzerinde durulacağı söylense de biz aile hukukunda belli değişiklikler olacağını biliyorduk. Bunun sebebi Aile Bakanlığı tarafından açıklanan “Ailenin güçlendirilmesi vizyon belgesi.” Orada sürekli cinsiyetsizleştirme politikasının aileyi tehdit ettiği vurgulandı.

Mevcut taslak metine göre cinsiyet değişikliği zorlaştırılmak isteniyor. Cinsiyet değişikliğine hapis cezası öngörülüyor. En tehlikeli kısımlardan biri de “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” kısmı. Ucu çok açık. Yani kime göre, neye göre özendirme. Burada ilk hedef LGBTİ+’lar ama burada “genel ahlaka” uymadığı gerekçesiyle kadınlar da cezalandırılabilir. Pantolon giyen kadına dahi “biyolojik cinsiyetine” uymuyor denebilir. İktidar cinsiyetleri patriarkal bir algıyla tanımlıyor. Kadın şudur, şunu yapar. Onlara göre makbul olmayan herkes “suçlu” olabilecek. Bunun sınırı yok. Herkes risk altında. Bu taslak artık bireylerin “varlık nedenini” dahi cezalandırmanın önünü açacak. Bu taslağın kabul edilmesi halinde kadın ve LGBTİ+ haklarına büyük bir darbe vurulacak.
 
Üst