- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 196,304
- Tepkime puanı
- 0
Medusa’nın Salı: Bir AKP Belgeseli 3. bölümüyle soL TV’de izleyiciyle buluştu. Büyük ilgiyle takip edilen serinin bu bölümünde 2005 yılıyla birlikte, ‘AKP Türkiyesi’ne giden süreçte ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal dönüşümü; TÜPRAŞ'la sembolleşen özelleştirmeler, Fethullah Gülen cemaatinin yükselişi ve ordu içindeki örgütlenmelerin yol açtığı kırılmalar, Kürt sorunu ve “çözüm arayışları” gibi önemli olaylar üzerinden ele alınıyor.
Belgeselde, 2001 krizi sonrası yerli ve yabancı sermayenin tam desteğini arkasına alan hükümetin ekonomik canlanma arayışları, kritik kararların perde arkası ve yarattığı tartışmalar inceleniyor. 2005’e Türkiye, liradan 6 sıfır atarak girerken Tüpraş'ın satışı, ülkenin ekonomik ve stratejik varlıklarının özelleştirilmesi sürecinde bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Belgesel, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) siyaset üzerindeki etkisini kaybetmeye başlaması ve AKP hükümetiyle yaşadığı gerilimleri de ele alıyor. OYAK'ın Tüpraş'ın özelleştirilmesi sürecindeki rolü ve askeri personelin karıştığı iddia edilen olaylar, ordu ve hükümet arasındaki gerilimin önemli göstergeleri olarak sunuluyor. Tüpraş'ın özelleştirilmesi sürecinde ulusal çıkarların korunup korunmadığı sorusuyla tartışmaların kızıştığı dönemeçte TSK'ya yönelik eleştiriler ve bu eleştirilerin ordu içindeki yankıları da belgeselde yer alıyor.
TSK ile AKP hükümeti ve Fethullahçılar arasındaki güç mücadelesinin su yüzüne çıktığı dönemi ayrıntılandıran Medusa’nın Salı’nın 3. Bölümünde, Gülen cemaatinin devlet içindeki örgütlenmesi, ABD ile ilişkileri ve Büyük Ortadoğu Projesi'ndeki rolü inceleniyor. BOP’un iç siyasete yansımalarıyla birlikte cemaatin medya, eğitim, sağlık ve sivil toplum alanlarındaki etkinliği, liberal- sol liberal çevrelerle kurduğu ilişkiler üzerinden analiz ediliyor.
2005 Ergenekon’a varacak istikamette başka bir fay hattının daha kıpırdadığı yıl olarak değerlendirilirken belgesel; Kürt sorununun çözümü adına MİT ve Abdullah Öcalan arasında başlayan görüşmeleri ve bu sürece farklı aktörlerin; ABD, AB ve ülke içinde muhalefetin yaklaşımlarını detaylarıyla aktarıyor.
Dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Emre Taner’in Öcalan ile görüşmesi ve "Demokratik Çözüm" stratejisi üzerinde durulması, MİT'in yeni yaklaşımı olarak öne çıkması olarak 3. bölümde ayrıntılarıyla anlatılıyor. Taner’in Müsteşarlığa getirildiği 2007'de MİT’in 80. Yıl Dönümü üzerine hazırladığı bildiriyle “pek çok ulus devletin sonunun geleceği, bölgede sınırların değişeceği” yönündeki tespitler üzerinden “doğuya doğru Kürtlerle birlikte genişlemeyi” öngören MİT'in Kürt meselesi üzerinden yeni bir pozisyon alarak TSK ile ayrışmasına ışık tutuluyor.
Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutan ve güncel tartışmalara da zemin hazırlayan "Medusa'nın Salı: Bir AKP Belgeseli"nin 3. bölümünü soL TV YouTube kanalından izleyebilirsiniz.
Özelleştirmelerde dönüm noktası
Belgeselde, 2001 krizi sonrası yerli ve yabancı sermayenin tam desteğini arkasına alan hükümetin ekonomik canlanma arayışları, kritik kararların perde arkası ve yarattığı tartışmalar inceleniyor. 2005’e Türkiye, liradan 6 sıfır atarak girerken Tüpraş'ın satışı, ülkenin ekonomik ve stratejik varlıklarının özelleştirilmesi sürecinde bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Belgesel, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) siyaset üzerindeki etkisini kaybetmeye başlaması ve AKP hükümetiyle yaşadığı gerilimleri de ele alıyor. OYAK'ın Tüpraş'ın özelleştirilmesi sürecindeki rolü ve askeri personelin karıştığı iddia edilen olaylar, ordu ve hükümet arasındaki gerilimin önemli göstergeleri olarak sunuluyor. Tüpraş'ın özelleştirilmesi sürecinde ulusal çıkarların korunup korunmadığı sorusuyla tartışmaların kızıştığı dönemeçte TSK'ya yönelik eleştiriler ve bu eleştirilerin ordu içindeki yankıları da belgeselde yer alıyor.
BOP işliyor cemaat yükseliyor
TSK ile AKP hükümeti ve Fethullahçılar arasındaki güç mücadelesinin su yüzüne çıktığı dönemi ayrıntılandıran Medusa’nın Salı’nın 3. Bölümünde, Gülen cemaatinin devlet içindeki örgütlenmesi, ABD ile ilişkileri ve Büyük Ortadoğu Projesi'ndeki rolü inceleniyor. BOP’un iç siyasete yansımalarıyla birlikte cemaatin medya, eğitim, sağlık ve sivil toplum alanlarındaki etkinliği, liberal- sol liberal çevrelerle kurduğu ilişkiler üzerinden analiz ediliyor.
Kürt sorunu ve ‘MİT’in stratejik vizyonu’
2005 Ergenekon’a varacak istikamette başka bir fay hattının daha kıpırdadığı yıl olarak değerlendirilirken belgesel; Kürt sorununun çözümü adına MİT ve Abdullah Öcalan arasında başlayan görüşmeleri ve bu sürece farklı aktörlerin; ABD, AB ve ülke içinde muhalefetin yaklaşımlarını detaylarıyla aktarıyor.
Dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Emre Taner’in Öcalan ile görüşmesi ve "Demokratik Çözüm" stratejisi üzerinde durulması, MİT'in yeni yaklaşımı olarak öne çıkması olarak 3. bölümde ayrıntılarıyla anlatılıyor. Taner’in Müsteşarlığa getirildiği 2007'de MİT’in 80. Yıl Dönümü üzerine hazırladığı bildiriyle “pek çok ulus devletin sonunun geleceği, bölgede sınırların değişeceği” yönündeki tespitler üzerinden “doğuya doğru Kürtlerle birlikte genişlemeyi” öngören MİT'in Kürt meselesi üzerinden yeni bir pozisyon alarak TSK ile ayrışmasına ışık tutuluyor.
Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutan ve güncel tartışmalara da zemin hazırlayan "Medusa'nın Salı: Bir AKP Belgeseli"nin 3. bölümünü soL TV YouTube kanalından izleyebilirsiniz.