- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 283,352
- Tepkime puanı
- 0
ABD'nin California eyaleti, 2020 yılında kayıtlardaki en şiddetli orman yangını sezonunu geçirdi. Yıl boyunca meydana gelen 8 bin 648 orman yangınında 1,7 milyon hektardan fazla alan yanarken nüfusun yüzde 70'inden fazlası 100 günden fazla sağlıksız hava koşullarına maruz kaldı. JAMA Network Open adlı tıp dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, California'daki orman yangınları dumanından kaynaklanan ince partikül madde (PM 2,5) kirliliğine maruziyet, ruh sağlığı sorunları nedeniyle hastanelerin acil servislerine yapılan ziyaretlerin sayısında artış yaşanmasına yol açtı. Orman yangını dumanı ve buna bağlı partikül maddelerin neden olduğu sağlık sorunlarına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Nevrez Koylan, fiziksel sağlık sorunlarının en önemli nedenlerinin başında duman ve partiküller geldiğini söyledi. Havaya karışan kül parçacıklarının genellikle saç teli kalınlığının dörtte biri çapında veya daha küçük olduğunu, gözle görülmediğini ve yoğunluğa bağlı olarak havada pus şeklinde algılanabildiğini belirten Koylan, PM 2,5'un havada asılı duran, çapı 2,5 mikrometreden küçük olan ince partikülleri tanımladığını kaydetti. "Orman yangını kaynaklı PM 2,5 toksik bileşenler içeriyor" İnsan ve çevre sağlığına ciddi zarar veren PM 2,5'un orman yangını, volkanik patlama ve toz fırtınası gibi doğal yollar, fosil yakıt kullanımı, endüstriyel emisyonlar, tarım faaliyetleri ve evsel ısınma gibi faaliyetlerden kaynaklandığını ifade eden Koylan, "Orman yangınlarından yayılan PM 2,5, diğer kaynaklara göre daha toksik bileşenler içerebilir ve bu da sağlık risklerini artırır." dedi. PM 2,5'un akut bronşit ve akciğer iltihabı, astım ve KOAH alevlenmeleri, akciğer fonksiyonlarında azalma, kalp krizi ve felç riski, hipertansiyon ve damar sertleşmesi, akciğer kanseri başta olmak üzere kanser türleri, nörolojik ve bilişsel bozukluklar, göz tahrişi ve enfeksiyonları, erken doğum ve düşük doğum ile bağışıklık sorunlarına neden olduğunu anlatan Nevrez, özellikle çocuklar ve yaşlılar, astım ve kalp hastalığı olanlar, hamileler ve açık havada çalışanların risk altında bulunduğunu bildirdi. Orman yangınlarının sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal sorunları da beraberinde getirdiği uyarısında bulunan Koylan, bu problemleri şöyle sıraladı: "Stres, kaygı, panik, korku, takıntı, depresyon, keder, tükenmişlik hissi, kronik yorgunluk ve duyarsızlaşma, sosyal ilişkilerde bozulma, yalnızlaşma, sigara, alkol ve madde kullanımında artış, travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlar ortaya çıkabilir ve bu durumun toplumsal sonuçlara neden olacağı da muhakkaktır. Söz konusu toplumsal etkiler ise sosyal ilişkilerde gerginlik artışı, şiddet ve suç eğiliminde artış, sosyal dengesizlik artışı ve toplumsal bütünlükte bozulma şeklinde olabilir." Orman yangınından doğrudan etkilenen kişilerde travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve anksiyete, yas kaybı gibi psikolojik etkiler ile yerinden olma ve ekonomik çöküş gibi sosyal etkiler görülebileceğini dile getiren Koylan, çocuklar ve gençlerde ise güven kaybı, gelişimsel sorunlar, eğitim kesintisi ve sosyal izolasyon gibi etkiler izlenebileceğini vurguladı. Yangının süresi ve şiddeti, yetersiz psikososyal destek, afet görüntülerine sürekli maruziyet, iklim değişikliği kaygısıyla birlikte olayı yeniden yaşama korkusunun sağlık risklerini artıran faktörler arasında bulunduğuna dikkati çeken Koylan, "Orman yangınlarının psikolojik etkileri, fiziksel tahribattan çok daha uzun sürebilir. Bu nedenle ruh sağlığı desteğinin, afet müdahale planlarının kritik bir parçası olması gerekiyor." diye konuştu. Bireysel ve toplumsal tedbirler Koylan, orman yangını dumanına maruziyeti en aza indirmek için alınabilecek bireysel tedbirleri şu şekilde anlattı: "Hava Kalitesi Endeksi 100'ü aştığında dışarı çıkmayı sınırlandırın, 150'nin üzerinde ise zorunlu olmadıkça evde kalın. Pencereleri ve kapıları kapatın, klima varsa dış hava sirkülasyonunu kapatın. HEPA filtreli hava temizleyici kullanın. Dışarı çıkmanız gerekiyorsa N95/FFP2 maske takın ve egzersiz yapmaktan kaçının. Eve dönünce ellerinizi, yüzünüzü ve saçınızı yıkayın. Toz birikimini önlemek için ıslak bezle sık sık yüzey temizliği yapın. Astım, KOAH, kalp hastaları, hamileler ve yaşlılar için reçeteli ilaçları yanınızda bulundurun ve doktorla acil durum planı oluşturun." Toplumsal ve yerel yönetimlerin alabileceği önlemler arasında erken uyarı sistemleri, temiz hava barınakları, sağlık hizmetleri hazırlığı, yangın önleme çalışmaları olduğuna işaret eden Koylan, uzun vadede ise iklim değişikliğiyle mücadele, psikososyal destek programları ile araştırma ve teknolojik gelişmelerin uygulanması gerektiği tavsiyesinde bulundu. Orman yangınlarının genellikle insanlar tarafından başlatılan bir sorun olduğu görüşünü paylaşan Koylan, sözlerini şöyle tamamladı: "Küresel ısınma ve iklim değişikliği sonucunda, her ne sebeple başlamış olursa olsun her geçen yıl yangınlar daha uzun sürmekte ve daha geniş alanları etkilemektedir. Bu durum çevreye ve ekolojik yapıya verdiği zararların yanı sıra insan ve toplum sağlığı için de büyük bir risk oluşturmaktadır. Bu nedenle, büyük bir çoğunluğu insan kaynaklı olan orman yangınlarının önlenmesi, sonuçlarının giderilmesi çabalarından çok daha önemlidir."