Seküler mistikler ve CHP örneği

Elizabet

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 16, 2025
Mesajlar
145,738
Tepkime puanı
0
Uzun bir dönemden beri AK Parti seçmenini, “Göbeğini kaşıyan adam, makarnacı,çobanının oyu.” gibi ifadelerle aşağılayan müzmin CHP zihniyetinin de artık ciddi bir tanıma ihtiyacı var. Zira ortaya koydukları tavır gerçek anlamda “pasif” bir ruhla, söyleneni uygulayan mistikleri andırıyor. Kalıbın dışına çıkamayan, açık delilleri dahi göremeyen -pancar ile turpu bile ayırmaktan aciz- bir mistiklikten bahsediyorum. Zira yazıma ilham veren Rene Guenon’da, “Mistisizm pasiftir.” diyordu. Aslında bu ayırımın temeli, en gerçek mistisizmle karanlık bir Orta Çağ’a düşen Hristiyan Avrupa’nın, Müslüman toplumları mistisizmle suçlamasına kadar gider. Kendi din adamlarının söylediğini hiçbir eleştiriye tabi tutmadan kabul eden mistikler, aslında mensuplarına aklını kullanmalarını emreden İslam’a hiç hak etmeyeceği bir yakıştırma yapmaya çalıştılar. Bilim yaptıklarını sanan bu mistikler, aslında hiçbir şey bilmedikleri hâlde birtakımgüçleri olduğunu sanan çocuklar gibi büyük büyük işlere kalkıştılar. Fakat bu uyuşukluğu, cennetten arsa satan bu had bilmezliği fark eden bir kitle çıktı ve bu mistik anlayışı tarihe gömdü rönesans ve reform hareketleriyle. CHP de iflah olmaz Batı hayranlığı ya da ezikliğiyle hiç sorgulamadan zihniyet transferi yapmaya hâlâ devam ediyor. Kendi seküler mistikliğini göremeden muhafazakâr, dindar kesimleri aynı mirasın yerli versiyonuyla aşağılamaya çalışıyor. 28 Şubat, bunun en travmatik sonucu olarak ortaya çıktı. 23 yıllık AK Parti iktidarına rağmen CHP hâlâ kendi mistifikasyonlarını aşamadığı için yapılan hiçbir şeyi de göremedi. “Ne olacak canım, 35 yıl önce yaşanmış bir diploma usulsüzlüğü sebebiyle bir siyasetçinin önü kesilir mi?” diyecek kadar hukuktan, adaletten, hakkaniyetten kopabilen bir siyaset anlayışı; hatta onun akademik olduğunu iddia eden akıl, mistik değil de nedir? Her fırsatta aşağıladıkları tasavvuf ekollerinin yanından bile geçemeyecek bir zihniyetin pasifliği CHP’yi tıkamış gibi görünüyor. Dinî cemaatleri aşağılayanlar, çok kötü bir “seküler cemaat” örneği sergiliyorlar Max Horkheimer’i de haklı çıkararak. Sorgulama yok ve kör bir iman içindeler. İmanın sadece ilahi olduğunu sanan bu mistik tayfa, seküler cemaatlerinin mümini olarak, olmadık şeylere iman ettiklerini bile fark edemiyorlar. “İman kanıt aramaz.” ilkesini çok büyük bir huşu ile uygulayarak açık belgelerle sabit konularda bile kutsal liderlerinin buyruklarına inanmayı tercih ediyorlar. Stratejik yalancılığın çok açık olduğu bir siyaset biçiminde bile, imanlarından zerre taviz vermiyorlar. “Kendi hayalleriyle aldanan” bu mistikler, en mümkün olmayanın bile bir mucizeyle olacağına çok kaniler. Bir büyücü marifetiyle Togg’u, Karadeniz gazını, KAAN’ı yok edebilen liderlerine çok büyük bir sadakatle iman ediyorlar. Kendilerince zikir halkaları kurarak belli ezberleri büyük bir imanla tekrarlıyorlar. “Beşli çete, tek adam, diktatör.” en sevdiklerinden. Fakat aynı mistikler; yanan otobüsü, yürümeyen merdiveni, ayyuka çıkan yolsuzlukları göremiyorlar. Peki soruyorum; bunun sorgusuz ve pasif bir ruhla her söyleneni yapan mistiklerden ne farkı vardır? Öyle anlaşılıyor ki CHP’nin fikir babaları da tıpkı filozof Bergson gibi “Aktif din, pasif din.” yorumunu epey karıştırmışlardır. Dibine kadar pasif olan mistiklerini “aktif” gösterme çabasındadırlar. Pasiflikle suçladıkları, Türkiye’ye çağ atlatmışken kendileri, kafalarını aday kavgasından bile çıkaramayacak kadar tıkanmışlardır. Kendilerini ilk kimyacılar olarak gören bayağı kimyacı “üfleyiciler” ve “kömür yıkayıcıları” gibi hiçbir şeye bir temel olamamışlardır. Bana göre -bütün fiktif düşünce yapısıyla- CHP’nin gerçeği işte budur. CHP kendi rönesansını, reformunu yapamaz ise bu mistifike hâliyle ülkenin de ufkunu daraltmaya devam edecektir...
 
Üst