- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 153,475
- Tepkime puanı
- 0
Suriye’de Baas rejiminin devrilmesiyle büyük bir yenilgi alan ve bölgesel hesapları altüst olan İran,devrimcilerin zaferini bir türlü kabullenemiyor ve kaybını telafi etmenin yollarını arıyor. Fakat bu arayış -tıpkı mezhepçilik yoluyla nüfuz alanını genişletmek için başvurduğu yollar gibi- bölge için istikrarsızlık, halkları için kan ve gözyaşı anlamına geliyor. Dinî lider Hamaney başta olmak üzere İranlı yetkililer Suriye’ye yönelik kötü niyetlerini açıkça dile getirmekten çekinmiyorlar. Hamaney’in imtiyaz sahibi olduğu Keyhan gazetesinin genel yayın yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın da Üsame bin Ladin ve Ebu Bekir el-Bağdadi gibi ABD tarafından kullanıldıktan sonra öldürüleceğini öne sürdü. Bu açıklamanın tehdit içerdiği ve ne anlama geldiği sır değil. İran, Ahmed eş-Şara’ya suikast düzenlemeyi planlıyor ve planın başarılı olması hâlinde “ABD kullandı ve işi bitince çöpe attı!” diyecek. Rejimin devrilmesiyle birlikte Suriye’den çıkmak zorunda kalan İran, Şam’daki yeni yönetimin başarısız olması için elinden gelen her türlü kötülüğü yapmaya kararlı. Öncelikli hedefi; PKK/YPG/SDG, Dürziler, Nusayriler ve rejim kalıntılarını kışkırtarak Suriye’yi yönetilemez ve yaşanamaz bir ülke hâline getirmek. Kirli planlarını hayata geçirmek için Suriye’nin komşuları Irak ve Lübnan’daki nüfuzunu da sonuna kadar kullanacağı görülüyor. Suriye-Lübnan sınırında yaşananlar bunun en büyük göstergesi. Sahil bölgesinde geçenlerde rejim artıklarının güvenlik güçlerini hedef alarak kalkıştığı darbe girişiminin ve mezhep çatışması çıkarma çabasının ardından önceki gün de bir grup Hizbullah milisi sınırı geçerek üç Suriye askerini esir aldı. Lübnan topraklarına götürülen askerler işkence edildikten sonra taşlanarak vahşice katledildi. Suriye ordusu da bölgeye ek kuvvet göndererek sınırın diğer tarafındaki Hizbullah mevzilerini bombaladı. Görünen o ki İsrail ile ateşkes anlaşması imzalayan Hizbullah, İran’ın direktifleri doğrultusunda dikkatini Suriye’yi istikrarsızlaştırma planına verecek. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, doğu ve kuzeydoğu sınırlarında yaşananların kabul edilemez olduğunu söyleyerek Lübnan ordusuna karşı ateş emri verdiğini açıkladı. Avn’ın bu açıklamayı yapmadan önce Lübnan ordusuna Lübnan topraklarından Suriye’ye saldırı düzenlenmesini önleme talimatı vermesi gerek. Uluslararası hukuka göre Suriye ordusunun sınırdaki Suriye köylerini devrik rejim döneminde yıllarca uyuşturucu ve silah kaçakçılığı üssü gibi kullanan Hizbullah milislerinden temizlemeye, Suriye topraklarına sınır ötesinden bir saldırı gerçekleşirse kendini korumaya ve misillemede bulunmaya hakkı var. Lübnan ordusu Hizbullah’ın Suriye’ye saldırı düzenlemesine izin verirse terör örgütüne ve eylemlerine ortak demektir. Hizbullah’a gücü yetmiyorsa Suriye ordusunun misillemesine ses çıkarmamalı. Lübnan’ın egemenliğine saygı duyulmasını isteme hakkı var. Ancak öncelikle kendisi komşusunun egemenliğine saygı duymalı ve topraklarında Suriye’yi hedef alan terör faaliyetlerine izin vermemeli. Lübnan ordusunun İsrail’in saldırıları karşısında hiçbir şey yapmayıp Suriye ordusunun meşru operasyonu üzerine egemenlik ihlalinden bahsetmesi de komik oluyor.