Tütün işçisi kadınlar grevde: 'Patronlar birlik olduysa biz de birlik oluruz'

Elizabet

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 16, 2025
Mesajlar
330,062
Tepkime puanı
0
İzmir’de 3 ayrı tütün fabrikasında çalışan yüzlerce işçi grevde. Sunel Tütün, Oryantal Tütün Paketleme ve T.T.L. Tütün'de yoğunlukla kadınların çalıştığı emekçiler üretimi durdurdu.

İşçilerin örgütlü olduğu Türkiye Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası (Tek Gıda-İş) İzmir 7 No'lu Şubesi ile fabrika yönetimi arasında yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadı.

Sunel Tütün işçileri düşük ücretler ve sözleşme dayatmasına karşı 27 Şubat'ta, Oryantal Tütün işçileri 28 Şubat'ta, T.T.L. tütün ise 3 Mart'ta greve çıktı.

Tütünün fabrikaya girişi: 'Günlük 10 bine yakın koli atılıyor, bunu bazen kadınlar yapıyor'​


Fabrikada tütün işlenirken işçilerin neler yaşadığını, hangi koşullarda çalıştığını Oryantal Tütün Paketleme'de çalışan sendikanın işyeri temsilcisi Asiye Tatu'ya sorduk.

Tatu'nun anlattığına göre, tütün tarladan toplanıyor. Sonra tütünü diken makineler var, orada dikiliyor, çeşitli yöntemlerle kurutuluyor. Ardından kolilere dolduruluyor. O aşamada tütünle beraber çamur, toprak kutunun içinde geliyor. İçinden taş, böcek, akrep, yılan, fare her şey çıkabiliyor. Altın unutan bile oluyor. Koliler bu fabrikalara geliyor, TIR'lardan indiriliyor.

Yaklaşık 25-30 kiloluk koliler halinde fabrikalara gelen tütünleri bazı fabrikalarda erkekler, bazı fabrikalarda kadınlar indiriyor. "Terleme" olduğu için nemle birlikte kolilerin ağırlığı fabrikaya geldiğinde 50 kiloyu buluyor. Tatu, "Biz bunları hemen çürümesin diye 'yarma' yapıyoruz, havalandırıyoruz. Ellerimiz delik deşik oluyor" diyor.

Bu işlemden sonra tütün eksperleri, gelen ürünleri kalitesine göre sınıflandırıyor ve tütünler ayrılıp fabrikaların sistemine işleniyor. Günlük 10 bine yakın "koli atıldığını" söyleyen Tatu, önce kırılmasın diye hafif nemlendirilen tütünlerin vakumlanıp imalata, kadınların önüne gittiğini belirtiyor.

Nemli tütünün pisliği ayıklanıyor: 'Toz, pislik, böcek... Ellerimiz su topluyor'​


Tütün durduğu yerde bile yeşerip küflenebilen bir madde olduğu için bu işlemler çok uzun sürelere de yayılamıyor. Dolayısıyla işçilere sürekli zaman baskısı yapılıyor. Tatu, hiç durmadan çalıştıklarını vurguluyor.

Bant usulü çalışan ve nemlendirildiği için sıcak halde önüne gelen 25 kiloluk tütün kolilerini ayıklayıp ayıran kadınların parmakları su topluyor. Sendikalı işçi, "Kadınlar çöpünü, ipini, samanını, pisliğini, naylonunu, börtü böceği aklınıza gelebilecek her şeyi temizliyor. O esnada toza dumana karışıyor her şey" diyor. Çürümüş tütünün başlı başına bir zehir olduğuna dikkat çekiyor ve "Onun tozu da havaya karışıyor" diyor.

Tütündeki tozun elenmesi için ürünler elekten geçiriliyor. O aşamada tüm imalat alanında toz kalkıyor. Asiye Tatu, 3 kişilik işi bir işçinin sırtlandığını da söylüyor:

"Baskı yapılıyor, bizden hep daha çok iş yapmamız isteniyor. Zaten ezilmiş, yıpranmış olan kadınlar daha çok etkileniyor. Bazılarımızın bel fıtığı var. Ben yirmi yılımı tükettim, arada felç bile geçirdim sonra iyileştim. Ama hak yenilmesin istiyorum, adalet istiyorum. Patronlar sadece kendi cebini doldurmaya çalışmasın. Kime, neye göre para veriliyor?"

Grevdeki üç fabrikanın özellikle üretim bölümünde daha çok kadın işçiler çalıştırılıyor.

'Elleri küçük, titiz kadınlar bu işi daha iyi yapar' diyorlar, eziyorlar​


Grevdeki üç fabrikada da özellikle imalathane bölümlerinde ağırlıklı kadınlar çalışıyor. "Yıllardır böyle gelmiş" diyerek açıklamak çok mümkün değil bu durumu. Daha "küçük elleri ve parmakları" olan kadınların, ev işlerini de yüklenen kadınların "bu işleri daha titiz yapacağı" düşünülüyor.

Alışılagelen kadın yoğunluğu böyle açıklansa da, işçiler bunun bahane edildiğini bazı fabrikalarda "koli atma" işini de kadınların yaptığını vurguluyor. Bir yandan yoğunlukla kadın çalıştırma ücret eşitsizliğini de beraberinde getiriyor.

'Eskiden 4-5 ay çalışıp seneyi kapattığım olurdu'​


OTP fabrikasındaki bin civarı işçiden sendikalı 800 işçinin tamamı grevde. İşyeri temsilcisi Asiye Tatu'ya grevi ve taleplerini de soruyoruz. Eline net olarak 27 bin ile 28 bin arasında bir ücret geçtiğini belirten Tatu, kadrolu değil mevsimlik işçi olduğunun ve yaptığı işin tehlikelerinin altını çiziyor. Sosyal haklarının daimi işçilerden farklı olduğunu, bunun eşitlenmesi gerektiğini zaten 11 ay çalışarak bunu hak ettiklerini söylüyor:

"Eskiden 4-5 ay çalışıp hatta 20 gün çalışıp seneyi kapattığım dahi oluyordu düşünün. Çünkü iş ağır, herkes tercih etmez. Eskiden asgari ücretin kaç katı elimize geçerdi. Şimdi ürün alımı da fazla olduğu için 11 ay çalışıyoruz. Kadrolular 20 bin lira kömür parası alırken, bize bin 300 lira imalat parası veriliyor. Onların maaşı 40 küsur bin lira, arada epey fark var. Sosyal haklarımız eşitlensin, ücretlerimiz iyileştirilsin istiyoruz. Haftada 45 saat çalışıyoruz. Bu kadar da bizi ezmelerine gerek yok. Üretimi, asıl işi biz yapıyoruz. Birlikte bu yola baş koyduk, eğer diretirsek grevden kazanımla çıkarız, hakkımızı alırız."

'Uzun süredir çalışan pek çok kişinin ciğerleri bitti'​


Yaprak tütün işleyen T.T.L'de çalışan 6 senelik işçi Aycan* da, benzer çalışma koşullarına sahip olduklarını anlatıyor. Fabrikalarında kolileri kadınların taşındığını söyleyen ve "5 kişilik işi 2 kişiye yaptırmaya çalışıyorlar" diyen işçi, T.T.L'de makine sistemleri olmadığı her işi kadınların yaptığını vurguluyor:

"Bizde kutuları kadınlar döker. Biz ağır çalışıyoruz. Hem ağır koşullarda çalışıyoruz hem de birkaç kişilik işi tek başımıza yapıyoruz. Çoğu kişinin bel ve boyun fıtığı var. Zaten toz ortamı üretimde çok fazla, orada zehirli bir ortam var. Uzun süredir çalışan pek çok kişinin ciğerleri bitti. Toz maskesi veriyorlar ama o da 10 dakika sonra simsiyah oluyor. Kadınlar 2-3 tane takmaya çalışıyor o da nefes darlığı yapmaya çalışıyor. Bir de fabrika sayılı maske veriyor. O bölümde çalışanların burun kenarları siyah oluyor.

İşten çıkınca eve gidip dinlenemiyoruz da. Yemek yapıyoruz, iş yapıyoruz. Oradaki mesai başlıyor. İki kat yoruluyoruz.

Üç fabrikanın patronları birlik olmuş, birlikte hareket ediyorlarsa, biz de üç fabrika çalışanları olarak birleştik, birlikte haklarımız için haykırıyoruz."

*İşçinin ismi değiştirilmiştir.


 
Üst