Yapay zekâ

Elizabet

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 16, 2025
Mesajlar
323,765
Tepkime puanı
0
kurgal-300x300.jpg
Bu konuda yazmadım. Çünkü üzerinde başarılı olabilecek bir üretkenlik beklemiyorum. Yapay zekâ, insan yapısı bir aygıtın (elektronik veya mekanik, belki de kimyasal veya bunların karışımı) insandan hızlı ve doğru düşünebilmesi ve bunun gereğini yapabilmesi şeklinde çalışıyor. Biz yapabilir miyiz diye, Türk toplumu nasıl yönetiliyor ona bakmak gerek. Yasaklarla. İktidarın hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek hattâ düşünmek bile yasak. Keşfedilirse, girersiniz “içeriye” kalırsınız hakkınızda iddianâme bile hazırlanmadan senelerce orada. Örnekleri çok.

Intelligence” sözünün karşılığı çok: haber alma, akıl, idrak, anlama, akıllı kimse, izân, kafa, havsala, zihin, beyin, zekâ sâhibi gibi. Burada kullanılan anlamının idrak ve anlama olduğunu varsayıyorum. Yasaklarla yönetilmeye alışmış kişilerin, idrâk ve anlama kulvarlarında kafa çalıştırmasına gerek yok. Onlara “yasak” dersiniz, yasak olur. Bir ”biat” gene karşımıza çıktı. Kimse bu neden yasak diye düşünmez bile. İş böyle olunca yapay zekâya işlevi kim kazandıracak? Yoksa yeni bir sınıf mı yaratacağız “kafası çalışanlar sınıfı”?

Yapay zekâ nasıl hızlandırılır?

Üç sene önce tasarladığım bir basit bilgisayar kartında bile ışık hızıyla savaşmak zorunda kaldım. Kart kredi kartından küçüktü ve 100Mhz hızında aynı anda çalışan giriş ve çıkışı vardı. Bunu bir şirket için yaptım. Şirketin sâhibi “ben bu ufacık kartı nasıl 185$a satacağım” diye sızlanınca etrafına 2şer cm bakır alan çizdim. “Hah, şimdi olmuş” sözü geldi. Sonra 6 ay çalışamaz oldum.

O sırada Almanya’da “uzman” getirtmişler, o da devreyi o boş alana yaymış. 300Mhz’de çalışan kartın hızı 80Mhz’e düşmüş. Şirket beni aradı, ben de “eski tasarımı kullanın” dedim. Eski tasarımı yok etmişler. Ben de yok etmiştim, proje öldü. Bu kartta, işlemciden belleğe erişim, yollarda geçen vakit nedeniyle 137 piko saniye idi (saniye, mili-, mikro-, nano-, piko-). 185$a satılacak bir kartta bile ışık hızı ile güreş tutmak gerekiyorsa yapay zekâ kartlarının işlemcilerini hesaplayın bakalım. Bunlar, bellekleri işlemcilerinin içinde olan çiplerle yapılacak demektir. Çip yaptınız da bellekleri işlemcinin içine yerleştirmek kaldı!!

Demek ki yapay zekâ için hem çip yapabilmek hem de çipi iyi tasarlamak gerekiyor. Bu arada çip içi yerleşimi en (kısa sürede işlem yapacak) biçimde yapan ilk yazılım Erşed Akçasu imzasını taşıyor.

Intelligence

Diyelim kartı ve çipleri elde ettiniz. Biri bunlara yazılım yazacak. Yazılımı insan deneyimlerine göre yazmak durumundasınız. Deneyiminiz “yasak”lar nedeniyle yoksa nasıl yazacaksınız, 137 piko-saniye hesabı tutan benim gibi çatlaklarla mı çalışacaksınız, yoksa Almanya’dan uzman mı getireceksiniz? Yoksa YÖK başkanının belirttiği gibi bunları MYO’larda (meslek yüksek okulu) mı yetiştireceksiniz? Belli okullarda özel programları bu sene açacaklarmış. Haydi bakalım… Neşter tutmayı bilmeyen doktorun falçatayla ameliyata kalkışması gibi.

Intelligence (idrak ve anlama) yetilerine sâhip öğretmenleri nereden bulacaksınız? Bunları Almanya’dan mı getireceksiniz, yoksa siz mi yetiştireceksiniz? Çabalar zurnanın alt deliğini anımsatıyor. Geçerli olan yöntem, her durumda, çip tasarımı ile başlamak. Böylece yazacağınız yazılımın akışına en uygun, belki de içinde birden fazla değişik işlemcisi olan çipler tasarlarsınız. Hem de bunları elmas hammaddesi üzerinde tasarlarsınız çip üretiminde de kulvar atlamış olursunuz.

Sonuç

İşin felsefî yanına bakacak olursanız, doğalı olmayan bir şeyin yapayını yapmaya kalkışmak deli işi. Önce doğal idrak ve anlayışı yüksek insanlarınız olacak, ancak yapayını ondan sonra planlayacaksınız. Pardon, eğitim sistemi bunun tam tersini yapmaya çalışmıyor mu? O zaman, kitapta ne yazıyorsa o. Geçiniz yapay zekâyı.

Yazı: Ali Akurgal

*Bu yazı, HBT Dergi'nin 456. sayısında yayınlanmıştır.

Yapay zekâ yazısı ilk önce Herkese Bilim Teknoloji üzerinde ortaya çıktı.
 
Üst