- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 330,479
- Tepkime puanı
- 0
İstanbul'da Kağıthane Gültepe Mahallesi'ndeki evinden 2 Mart Pazar günü gezmek için Belgrad Ormanı'na gideceğini söyleyerek çıkan Ece Gürel'e ulaşamayan yakınlarının haber vermesi üzerine ormanda çok sayıda arama kurtarma ekibinin katılımıyla geniş çaplı arama çalışması başlatılmıştı.
4 Mart'ta Belgrad Ormanı'nda yürütülen arama çalışmaları sırasında Gürel'in cep telefonu ve bazı kişisel eşyalarına ulaşılmış, Gürel ekiplerin 4 gün süren çalışması sonucu önceki gece saat 01.15'te sarp ormanlık alanda bulunmuş ve Maslak Acıbadem Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
Uzun süre soğukta kaldığı için hipotermi geçirdiği belirlenen Gürel'in tedavisi sırasında bir süre kalbi durdu. Doktorların müdahalesinin ardından yeniden hayata döndürülen Gürel, entübe edilerek yoğun bakım servisine alındı.
Peyzaj mimarı 36 yaşındaki Ece Gürel'in yapılan müdahalelere rağmen dün hastanede hayatını kaybettiği öğrenildi.
Yoğun bakım servisi önünde bekleyen aileye acı haberin verilmesinin ardından hastane önünde hareketlilik yaşandı. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı hastaneye gelen Olay Yeri İnceleme ekipleri burada çalışma yaptı.
Maslak Acıbadem Hastanesi'nden alınan Ece Gürel'in cenazesi, otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.
Gürel'in kaybolmasının ardından işyerinde baskı gördüğü ve istifa etmek zorunda kaldığı, daha sonra yeniden işe girmek istediği ancak olumlu yanıt alamadığı iddia edildi.
İddiaları destekleyecek sözleri önce eşi Sezer Gürel sarf etti. Sezer Gürel "Ben de iş değiştirdim. Biraz dargındık. İntihar edecek bir yapıda değil. Bizim daha önce orda gezmişliğimiz var. Sahurda tartıştık ‘ben yemiyorum’ dedim yattım, tepkiliydim. Sabah uyandık, ‘Ben dışarı hava almaya gidiyorum’ dedi. Ben de nöbetten çıktığım için ‘Yorgunum gitmek istemiyorum’ dedim” diye konuştu. Gürel şunları söyledi:
"İntihar etmeye gitmiş olamaz. Ormanda kamera yok. Burası onun için özel bir yer. Yıllarca orada okudu. Otobüsten inerken ‘Unuttum’ demesinin sebebi bu. Düşüncem, eşim şu anda kayıp. Belki de eşyalarını bıraktı. Meditasyona oturdu belki bir şey oldu, korkup kaçtı."
Ece Gürel'in eşi Sezer Gürel.
DHA'nın haberine göre, Gürel'in akrabası Yusuf Çeştepe de şöyle konuştu:
"Bildiğim kadarıyla eşiyle değil tartışma. Problem işyerinde başlıyor. İş yerinde avukatlık firmasında sekreter olarak başlıyor; 10 senelik bir geçmişi var. Normalde önerisini peyzaj mimarıdır. Kendisi Orman Fakültesi'ndne mezun. Bölgeyi de bilen buralara yabancı değil zaten 4 sene öğrencilik hayatı geçmiş. Doğayı seviyor, fotoğraf çekmeyi seviyor. Buralarda ormanlık alanda sık sık gezen bir insan. Yani böyle yerleri seviyor.
Cuma günü Ece’yi işten çıkarıyorlar, sözleşme imzalatıyorlar tazminatını almayacaksın tarzında. 4-5 tane avukatla aynı odaya sokuyorlar. Orada nasıl bir psikolojik baskı yedi, neler yaşandı, nasıl bir mobbing uygulandı bilmiyoruz. 1 haftalık 10 günlük süreç mi onu da bilmiyoruz. Kar yağdığı zaman başlıyor Ece’nin işyerinde problemi. Ece kar yağdığı zaman 'İstifa ederim ben o zaman' diyor, tartışma oluyor aralarında. Sonrasında Ece’yi 1 hafta daha çalıştırıyorlar. Haftabaşı Ece’ye 'Çalışacak mısın sen?' diyorlar. O da 'Ben çalışacağım sinirle söyledim istifa etmeyeceğim' diyor. Pazartesi günü de tamam diyorlar. Cuma gününe kadar çalıştırıyorlar; Cuma günü de mesai bitimi Ece’yi odaya çağırıyorlar. 'Senin madem ağzından çıktı bu laf imzalayacaksın' diyorlar. Ece’ye baskı yapıyorlar ve imzalıyor."
Çeştepe'nin bu iddiasının ardından Ekol TV'ye konuşan Gürel'in patronu ise şu ifadeleri kullandı:
"Ece'nin kaybolmasının iş yeri ile hiçbir ilgisi yok. Bunu inanın samimi olarak söylüyorum. Ece çalışıyordu; henüz çıkarılmadı. Birbirimize zaman verelim dedik. Henüz iş akdi sonlandırılmadı. Ece geçici süre için imza attı."
4 Mart'ta Belgrad Ormanı'nda yürütülen arama çalışmaları sırasında Gürel'in cep telefonu ve bazı kişisel eşyalarına ulaşılmış, Gürel ekiplerin 4 gün süren çalışması sonucu önceki gece saat 01.15'te sarp ormanlık alanda bulunmuş ve Maslak Acıbadem Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
Uzun süre soğukta kaldığı için hipotermi geçirdiği belirlenen Gürel'in tedavisi sırasında bir süre kalbi durdu. Doktorların müdahalesinin ardından yeniden hayata döndürülen Gürel, entübe edilerek yoğun bakım servisine alındı.
Peyzaj mimarı 36 yaşındaki Ece Gürel'in yapılan müdahalelere rağmen dün hastanede hayatını kaybettiği öğrenildi.
Yoğun bakım servisi önünde bekleyen aileye acı haberin verilmesinin ardından hastane önünde hareketlilik yaşandı. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı hastaneye gelen Olay Yeri İnceleme ekipleri burada çalışma yaptı.
Maslak Acıbadem Hastanesi'nden alınan Ece Gürel'in cenazesi, otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.
'İşyerinde baskı gördü' iddiaları
Gürel'in kaybolmasının ardından işyerinde baskı gördüğü ve istifa etmek zorunda kaldığı, daha sonra yeniden işe girmek istediği ancak olumlu yanıt alamadığı iddia edildi.
İddiaları destekleyecek sözleri önce eşi Sezer Gürel sarf etti. Sezer Gürel "Ben de iş değiştirdim. Biraz dargındık. İntihar edecek bir yapıda değil. Bizim daha önce orda gezmişliğimiz var. Sahurda tartıştık ‘ben yemiyorum’ dedim yattım, tepkiliydim. Sabah uyandık, ‘Ben dışarı hava almaya gidiyorum’ dedi. Ben de nöbetten çıktığım için ‘Yorgunum gitmek istemiyorum’ dedim” diye konuştu. Gürel şunları söyledi:
"İntihar etmeye gitmiş olamaz. Ormanda kamera yok. Burası onun için özel bir yer. Yıllarca orada okudu. Otobüsten inerken ‘Unuttum’ demesinin sebebi bu. Düşüncem, eşim şu anda kayıp. Belki de eşyalarını bıraktı. Meditasyona oturdu belki bir şey oldu, korkup kaçtı."
Ece Gürel'in eşi Sezer Gürel.
'Ece’yi odaya çağırıp baskı yapmışlar'
DHA'nın haberine göre, Gürel'in akrabası Yusuf Çeştepe de şöyle konuştu:
"Bildiğim kadarıyla eşiyle değil tartışma. Problem işyerinde başlıyor. İş yerinde avukatlık firmasında sekreter olarak başlıyor; 10 senelik bir geçmişi var. Normalde önerisini peyzaj mimarıdır. Kendisi Orman Fakültesi'ndne mezun. Bölgeyi de bilen buralara yabancı değil zaten 4 sene öğrencilik hayatı geçmiş. Doğayı seviyor, fotoğraf çekmeyi seviyor. Buralarda ormanlık alanda sık sık gezen bir insan. Yani böyle yerleri seviyor.
Cuma günü Ece’yi işten çıkarıyorlar, sözleşme imzalatıyorlar tazminatını almayacaksın tarzında. 4-5 tane avukatla aynı odaya sokuyorlar. Orada nasıl bir psikolojik baskı yedi, neler yaşandı, nasıl bir mobbing uygulandı bilmiyoruz. 1 haftalık 10 günlük süreç mi onu da bilmiyoruz. Kar yağdığı zaman başlıyor Ece’nin işyerinde problemi. Ece kar yağdığı zaman 'İstifa ederim ben o zaman' diyor, tartışma oluyor aralarında. Sonrasında Ece’yi 1 hafta daha çalıştırıyorlar. Haftabaşı Ece’ye 'Çalışacak mısın sen?' diyorlar. O da 'Ben çalışacağım sinirle söyledim istifa etmeyeceğim' diyor. Pazartesi günü de tamam diyorlar. Cuma gününe kadar çalıştırıyorlar; Cuma günü de mesai bitimi Ece’yi odaya çağırıyorlar. 'Senin madem ağzından çıktı bu laf imzalayacaksın' diyorlar. Ece’ye baskı yapıyorlar ve imzalıyor."
'Birbirimize zaman verelim dedik'
Çeştepe'nin bu iddiasının ardından Ekol TV'ye konuşan Gürel'in patronu ise şu ifadeleri kullandı:
"Ece'nin kaybolmasının iş yeri ile hiçbir ilgisi yok. Bunu inanın samimi olarak söylüyorum. Ece çalışıyordu; henüz çıkarılmadı. Birbirimize zaman verelim dedik. Henüz iş akdi sonlandırılmadı. Ece geçici süre için imza attı."