- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 192,906
- Tepkime puanı
- 0
Maraş’ın Pazarcık ilçesinde, TOKİ şantiyesinde çalışan işçiler, aylardır emeklerinin karşılığını alamıyor. İnşaatın dış cephe işlerini üstlenen İmaj Yapı taşeron işçileri, haklarını alabilmek için şantiyenin önünde bekleyişe geçti.
Dün saat 14.30’da şirket yetkilileriyle bir görüşme gerçekleştiren işçiler, bu görüşmeye Pazarcık Belediye Başkanı Haydar İkizer’in de katıldığı aktarıldı. Ancak görüşmeden kesin bir sonuç çıkmadı. Şirket yetkilileri, işçilerin alacaklarının sabit olduğunu belirterek iki saat süre istedi. İşçiler, bu süre dolana kadar bekleyişlerini sürdürdü.
Bekleyişin sonunda işçilere verilen yanıt, yine bir ertelemeden ibaretti. İmaj Yapı yetkilileri, işçilere alacaklarının bir hafta içinde ödeneceğini söyledi. Ancak işçiler, geçmişte verilen vaatlerin tutulmadığını hatırlatarak, bir hafta sonunda hâlâ ücretlerini alamamış olmaları durumunda yeniden şantiye önüne döneceklerini ilan etti.
soL’a konuşan işçiler, sürecin belirsizliği ve haklarının gasp edilmesine karşı duydukları öfkeyi dile getirdi. Bir işçi yaşadıkları süreci şöyle anlattı:
“Patron, parasını içeriden alamadığını söylüyor ama şirketler ‘Biz paramızı verdik’ diyor. Kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor bilemedik. Daha önce de baskılar vardı, şimdi de oyalanıyoruz.”
Başka bir işçi ise maaşların ödenmemesi için bahaneler üretildiğini aktardı:
“Çalışırken 'İşimiz gecikti, bitirin' diye baskı yaptılar. Şimdi de ‘Siz işi geç bitirdiniz, biz de parayı alamıyoruz, onun için size ödeme yapamayız’ diyorlar. Suçu bize atıyorlar.”
Sadece maaşların ödenmemesi değil, çalışma koşulları da işçileri canından bezdirmiş durumda. Diyarbakır’dan gelen işçilerin çoğu şantiye kampında kalıyor ve yaşadıkları koşulları şöyle anlatıyor:
“Yemek sıkıntısı var, koğuşlar temiz değil, tuvaletler temiz değil. İçme suyu bile bazen hiç olmuyor. Revir yok, hastaneye gitmek için ya arabanız olacak ya da taksi çağırmanız gerekecek.”
İşçiler, yevmiye usulü çalıştıklarını ve sadece çalıştıkları gün kadar ödeme aldıklarını belirtiyor:
“Sigortalar asgari ücret üzerinden yatıyor. Mesai ücretleri zaten verilmiyor. Pazar günleri ya da akşam beşten sonra çalıştığımızda herhangi bir ek ücret alamıyoruz. Yaklaşık 30 kişiyiz ve bir senedir paramızı bekliyoruz.”
Başka bir işçi şunları söylüyor:
"Yaklaşık bir senedir maaşımızı alamıyoruz. 30 kişi çalıştık, çamurun içinde, kışın soğuğunda, yazın sıcağında ama emeğimizin karşılığı verilmiyor. Patron içeriden para almadığını söylüyor, taşeron parasını verdiğini iddia ediyor. Kim doğru söylüyor, bilmiyoruz. Bize suçu atıyorlar. Bize 'İşi geç bitirdiniz, para alamadık' diyorlar. Şantiye kampında kalıyoruz; yemek yetersiz, tuvaletler ve koğuşlar temiz değil, bazen içecek su bile olmuyor. Hastane uzak, revir yok. Fazla mesai ücreti ödenmiyor, sigortalar asgari ücretten yatıyor. Bizi sürekli oyalıyorlar, bugün yarın diyerek bekletiyorlar. Ama hakkımızı alana kadar buradayız.”
Deprem bölgesinde inşaatlarda çalışan işçilerin yaşadığı sorunlar, inşaat sektöründe yaygın bir tabloyu yeniden gözler önüne seriyor. Yaz-kış demeden çalışan işçiler, çamurun içinde, kışın soğuğunda emek verirken, patronlar ödeme yapmamak için türlü bahanelere sığınıyor.
Yetkililere ulaşamadıklarını belirten işçiler, “Biz de para hakkımızı almadan buradan çıkmayacağız. Bekliyoruz hakkımızı alacağız” diyerek kararlılıklarını vurguluyorlar.
İmaj Yapı’nın verdiği süre dolduğunda, işçilerin şantiye önünde yeniden toplanıp toplanmayacağı, şirketin ödeme yapıp yapmayacağı merak konusu. Ancak işçiler, mücadelelerinde kararlı:
“Eğer bir hafta içinde hak ettiğimiz ücretler yatmazsa, tekrar buraya geleceğiz. Alacaklarımızı almadan bu işin peşini bırakmayacağız.”
Pazarcık’ta yaşanan bu direniş, Türkiye’de taşeron işçiliğin nasıl bir sömürü düzeni yarattığını bir kez daha ortaya koyuyor. Depremin ardından yeniden inşa edilmesi gereken yaşam alanlarında, bizzat o inşaatları yapan işçilerin haklarının gasp edilmesi, emekçilere yönelik sömürünün en açık göstergesi olmaya devam ediyor.
Dün saat 14.30’da şirket yetkilileriyle bir görüşme gerçekleştiren işçiler, bu görüşmeye Pazarcık Belediye Başkanı Haydar İkizer’in de katıldığı aktarıldı. Ancak görüşmeden kesin bir sonuç çıkmadı. Şirket yetkilileri, işçilerin alacaklarının sabit olduğunu belirterek iki saat süre istedi. İşçiler, bu süre dolana kadar bekleyişlerini sürdürdü.
Bekleyişin sonunda işçilere verilen yanıt, yine bir ertelemeden ibaretti. İmaj Yapı yetkilileri, işçilere alacaklarının bir hafta içinde ödeneceğini söyledi. Ancak işçiler, geçmişte verilen vaatlerin tutulmadığını hatırlatarak, bir hafta sonunda hâlâ ücretlerini alamamış olmaları durumunda yeniden şantiye önüne döneceklerini ilan etti.
'Kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor bilemedik'
soL’a konuşan işçiler, sürecin belirsizliği ve haklarının gasp edilmesine karşı duydukları öfkeyi dile getirdi. Bir işçi yaşadıkları süreci şöyle anlattı:
“Patron, parasını içeriden alamadığını söylüyor ama şirketler ‘Biz paramızı verdik’ diyor. Kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor bilemedik. Daha önce de baskılar vardı, şimdi de oyalanıyoruz.”
Başka bir işçi ise maaşların ödenmemesi için bahaneler üretildiğini aktardı:
“Çalışırken 'İşimiz gecikti, bitirin' diye baskı yaptılar. Şimdi de ‘Siz işi geç bitirdiniz, biz de parayı alamıyoruz, onun için size ödeme yapamayız’ diyorlar. Suçu bize atıyorlar.”
'Çamurun içinde, kışın soğuğunda çalıştık ama emeğimizin karşılığı verilmiyor'
Sadece maaşların ödenmemesi değil, çalışma koşulları da işçileri canından bezdirmiş durumda. Diyarbakır’dan gelen işçilerin çoğu şantiye kampında kalıyor ve yaşadıkları koşulları şöyle anlatıyor:
“Yemek sıkıntısı var, koğuşlar temiz değil, tuvaletler temiz değil. İçme suyu bile bazen hiç olmuyor. Revir yok, hastaneye gitmek için ya arabanız olacak ya da taksi çağırmanız gerekecek.”
İşçiler, yevmiye usulü çalıştıklarını ve sadece çalıştıkları gün kadar ödeme aldıklarını belirtiyor:
“Sigortalar asgari ücret üzerinden yatıyor. Mesai ücretleri zaten verilmiyor. Pazar günleri ya da akşam beşten sonra çalıştığımızda herhangi bir ek ücret alamıyoruz. Yaklaşık 30 kişiyiz ve bir senedir paramızı bekliyoruz.”
Başka bir işçi şunları söylüyor:
"Yaklaşık bir senedir maaşımızı alamıyoruz. 30 kişi çalıştık, çamurun içinde, kışın soğuğunda, yazın sıcağında ama emeğimizin karşılığı verilmiyor. Patron içeriden para almadığını söylüyor, taşeron parasını verdiğini iddia ediyor. Kim doğru söylüyor, bilmiyoruz. Bize suçu atıyorlar. Bize 'İşi geç bitirdiniz, para alamadık' diyorlar. Şantiye kampında kalıyoruz; yemek yetersiz, tuvaletler ve koğuşlar temiz değil, bazen içecek su bile olmuyor. Hastane uzak, revir yok. Fazla mesai ücreti ödenmiyor, sigortalar asgari ücretten yatıyor. Bizi sürekli oyalıyorlar, bugün yarın diyerek bekletiyorlar. Ama hakkımızı alana kadar buradayız.”
Deprem bölgesinde inşaatlarda çalışan işçilerin yaşadığı sorunlar, inşaat sektöründe yaygın bir tabloyu yeniden gözler önüne seriyor. Yaz-kış demeden çalışan işçiler, çamurun içinde, kışın soğuğunda emek verirken, patronlar ödeme yapmamak için türlü bahanelere sığınıyor.
Yetkililere ulaşamadıklarını belirten işçiler, “Biz de para hakkımızı almadan buradan çıkmayacağız. Bekliyoruz hakkımızı alacağız” diyerek kararlılıklarını vurguluyorlar.
İşçilerden son uyarı: 'Bir hafta sonra buradayız'
İmaj Yapı’nın verdiği süre dolduğunda, işçilerin şantiye önünde yeniden toplanıp toplanmayacağı, şirketin ödeme yapıp yapmayacağı merak konusu. Ancak işçiler, mücadelelerinde kararlı:
“Eğer bir hafta içinde hak ettiğimiz ücretler yatmazsa, tekrar buraya geleceğiz. Alacaklarımızı almadan bu işin peşini bırakmayacağız.”
Pazarcık’ta yaşanan bu direniş, Türkiye’de taşeron işçiliğin nasıl bir sömürü düzeni yarattığını bir kez daha ortaya koyuyor. Depremin ardından yeniden inşa edilmesi gereken yaşam alanlarında, bizzat o inşaatları yapan işçilerin haklarının gasp edilmesi, emekçilere yönelik sömürünün en açık göstergesi olmaya devam ediyor.