- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 315,808
- Tepkime puanı
- 0
İlayda SORKU
İzmir’in Konak İlçesinde birlikte yaşadığı erkek Cemal Kusuvoğlu’nun ruhsatsız tabancasıyla vurularak hayatını kaybeden Özlem Eryakşi davasında sona yaklaşıldı. Eryakşi’nin öldürülmesiyle ilgili 26 yıl hapis cezasına çarptırılan Kusuvoğlu’nun yargılandığı davada karar duruşması 5 Şubat Çarşamba günü görülecek.
Faili “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanık lehine uyguladığı haksız tahrik indirimi ile cezayı 24 yıla indirdi ve ardından dava istinaf mahkemesine taşındı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi’nde yeniden yargılanan sanık için savcı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
Davanın avukatı Nevraz Sığın, şüpheli kadın ölümlerine dikkat çekti. Kadın cinayetlerinde adaletin sağlanamamasının temel nedenlerinden birinin eksik soruşturma süreçleri olduğunu belirten Sığın, şunları söyledi: “Kadın cinayetlerinde ve şüpheli kadın ölümlerinde etkin soruşturma yapılmıyor. Yerleşik olarak savcılıklarda ve mahkemelerde uygulanmıyor. Yerleşik uygulamaya geçilmeli. Olay yerinde alınması gereken kanıtlar ya eksik ya da hiç alınmıyor. Swap testi yapılmıyor, silah incelemesi detaylı yapılmıyor. Bu ihmaller, delillerin karartılmasına ve sanıkların cezadan kaçmasına olanak tanıyor. Bu davada da benzer ihmallerle karşılaştık. Biz Özlem için olduğu kadar tüm kadınlar için adalet istiyoruz. Katiller, ‘Kendisi öldürdü’ diyor ve aramızda dolaşıyor. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz, bu dosyada da ağırlaştırılmış müebbet cezası talep ediyoruz.”
Sanığın, Eryakşi’nin silahı kendi eline aldığını ve kendisini vurduğunu iddia ettiğini belirten Sığın, “Bu tamamen hayatın olağan akışına aykırı. İki kişi varsa ve biri silahla oynayıp patlatıyorsa burada asıl olan karşı tarafın cinayetten yargılanması” dedi.
Şüpheli kadın ölümlerinde faillerin cezadan kaçmak için intihar gibi ölüm nedenlerini sıklıkla öne sürdüklerini aktaran Sığın, “Artık kadınları evlerinin içinde öldürüyorlar ve kendisi öldü diyorlar. Faillerin birçoğu cezaevine girmemek için suçu kabul etmiyor. İşte bu noktada soruşturmanın çok etkin bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Fail, Özlem’in olaydan önce alkol aldığını söylüyor. Alkol olup olmadığına otopside bakıldı, ölümden 48 saat sonra. Elbette alkol olsa da çıkmayacak 48 saat sonra. Dolayısıyla aslında bunların hepsi bir hükme esas olamayacak hatalar” diye konuştu.
İzmir’in Konak İlçesinde birlikte yaşadığı erkek Cemal Kusuvoğlu’nun ruhsatsız tabancasıyla vurularak hayatını kaybeden Özlem Eryakşi davasında sona yaklaşıldı. Eryakşi’nin öldürülmesiyle ilgili 26 yıl hapis cezasına çarptırılan Kusuvoğlu’nun yargılandığı davada karar duruşması 5 Şubat Çarşamba günü görülecek.
Faili “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanık lehine uyguladığı haksız tahrik indirimi ile cezayı 24 yıla indirdi ve ardından dava istinaf mahkemesine taşındı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi’nde yeniden yargılanan sanık için savcı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
ETKİN SORUŞTURMA YOK
Davanın avukatı Nevraz Sığın, şüpheli kadın ölümlerine dikkat çekti. Kadın cinayetlerinde adaletin sağlanamamasının temel nedenlerinden birinin eksik soruşturma süreçleri olduğunu belirten Sığın, şunları söyledi: “Kadın cinayetlerinde ve şüpheli kadın ölümlerinde etkin soruşturma yapılmıyor. Yerleşik olarak savcılıklarda ve mahkemelerde uygulanmıyor. Yerleşik uygulamaya geçilmeli. Olay yerinde alınması gereken kanıtlar ya eksik ya da hiç alınmıyor. Swap testi yapılmıyor, silah incelemesi detaylı yapılmıyor. Bu ihmaller, delillerin karartılmasına ve sanıkların cezadan kaçmasına olanak tanıyor. Bu davada da benzer ihmallerle karşılaştık. Biz Özlem için olduğu kadar tüm kadınlar için adalet istiyoruz. Katiller, ‘Kendisi öldürdü’ diyor ve aramızda dolaşıyor. Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz, bu dosyada da ağırlaştırılmış müebbet cezası talep ediyoruz.”
Sanığın, Eryakşi’nin silahı kendi eline aldığını ve kendisini vurduğunu iddia ettiğini belirten Sığın, “Bu tamamen hayatın olağan akışına aykırı. İki kişi varsa ve biri silahla oynayıp patlatıyorsa burada asıl olan karşı tarafın cinayetten yargılanması” dedi.
Şüpheli kadın ölümlerinde faillerin cezadan kaçmak için intihar gibi ölüm nedenlerini sıklıkla öne sürdüklerini aktaran Sığın, “Artık kadınları evlerinin içinde öldürüyorlar ve kendisi öldü diyorlar. Faillerin birçoğu cezaevine girmemek için suçu kabul etmiyor. İşte bu noktada soruşturmanın çok etkin bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Fail, Özlem’in olaydan önce alkol aldığını söylüyor. Alkol olup olmadığına otopside bakıldı, ölümden 48 saat sonra. Elbette alkol olsa da çıkmayacak 48 saat sonra. Dolayısıyla aslında bunların hepsi bir hükme esas olamayacak hatalar” diye konuştu.