- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 335,263
- Tepkime puanı
- 0
Sanko Enerji, Manisa Salihli'de tarım arazileri ve üzüm bağlarını tehdit eden yeni bir JES projesi için harekete geçti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise proje için 17 Mart’ta İDK toplantısı yapacak.
Proje, Salihli'nin Yılmaz, Çavlu, Keli, Atatürk, Zafer, Beşeylül, Gaziler ve Kirveli mahallelerini kapsıyor. ÇED alanı içinde 84 jeotermal sondaj kuyusunun açılması planlanıyor. Ancak proje sahası, "tarım arazisi" ve "sulama alanı" niteliğinde olup, Gediz Nehri, Alaşehir Çayı ve Kurşunlu Deresi gibi önemli su kaynaklarının bulunduğu bölgeye denk geliyor. Ayrıca, proje alanının çevresinde ormanlık alanlar da yer alıyor. Projenin toplam maliyeti ise 1 milyar 365 milyon TL olarak açıklandı.
Gediz Havzası, Türkiye'nin en verimli tarım bölgelerinden biri olarak biliniyor ve özellikle üzüm üretimiyle öne çıkıyor. Bölgedeki jeotermal projelerin, tarımsal üretime ve ekosisteme zarar verebileceği endişesi, projeye yönelik tepkileri artırıyor. JES’lerin neden olduğu sıcak su deşarjları, tarım alanlarında verim kaybına yol açarken, ağır metal ve bor içeren akışkanlar su kaynaklarını kirletiyor.
Sanko Enerji’nin bölgede halihazırda üç jeotermal enerji santralı ve yüzlerce sondaj kuyusu bulunuyor. Şirket, mevcut projelerine ek olarak yeni santrallar ve sondaj kuyuları açmak için girişimlerini sürdürüyor. Ancak bu girişimler, yerel halkın ve yaşam savunucularının tepkisiyle karşılaşıyor. Geçtiğimiz aylarda, Sanko Holding'in yeni projeleri için düzenlemek istediği ÇED bilgilendirme toplantıları, halkın protestoları nedeniyle yapılamamıştı. 17 Mart’ta yapılacak İDK toplantısı öncesinde de bölge halkı projeye karşı sesini yükseltmeye başladı. Salihli Çevre Derneği’nin avukatı Yıldıray Çıvgın, Sanko Holding’in yargı kararlarına rağmen JES projelerini sürdürdüğünü belirtti. Çıvgın, bölgelerini korumak için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Proje, Salihli'nin Yılmaz, Çavlu, Keli, Atatürk, Zafer, Beşeylül, Gaziler ve Kirveli mahallelerini kapsıyor. ÇED alanı içinde 84 jeotermal sondaj kuyusunun açılması planlanıyor. Ancak proje sahası, "tarım arazisi" ve "sulama alanı" niteliğinde olup, Gediz Nehri, Alaşehir Çayı ve Kurşunlu Deresi gibi önemli su kaynaklarının bulunduğu bölgeye denk geliyor. Ayrıca, proje alanının çevresinde ormanlık alanlar da yer alıyor. Projenin toplam maliyeti ise 1 milyar 365 milyon TL olarak açıklandı.
Gediz Havzası, Türkiye'nin en verimli tarım bölgelerinden biri olarak biliniyor ve özellikle üzüm üretimiyle öne çıkıyor. Bölgedeki jeotermal projelerin, tarımsal üretime ve ekosisteme zarar verebileceği endişesi, projeye yönelik tepkileri artırıyor. JES’lerin neden olduğu sıcak su deşarjları, tarım alanlarında verim kaybına yol açarken, ağır metal ve bor içeren akışkanlar su kaynaklarını kirletiyor.
ŞİRKET PROJELERİ DURDURMUYOR
Sanko Enerji’nin bölgede halihazırda üç jeotermal enerji santralı ve yüzlerce sondaj kuyusu bulunuyor. Şirket, mevcut projelerine ek olarak yeni santrallar ve sondaj kuyuları açmak için girişimlerini sürdürüyor. Ancak bu girişimler, yerel halkın ve yaşam savunucularının tepkisiyle karşılaşıyor. Geçtiğimiz aylarda, Sanko Holding'in yeni projeleri için düzenlemek istediği ÇED bilgilendirme toplantıları, halkın protestoları nedeniyle yapılamamıştı. 17 Mart’ta yapılacak İDK toplantısı öncesinde de bölge halkı projeye karşı sesini yükseltmeye başladı. Salihli Çevre Derneği’nin avukatı Yıldıray Çıvgın, Sanko Holding’in yargı kararlarına rağmen JES projelerini sürdürdüğünü belirtti. Çıvgın, bölgelerini korumak için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.